|
|
|
|
|
|
Ben manken değilim bana manken demeyin
"Oyuncu unvanını elde etmeyi çok istedim ve bunun için çok uğraştım. Ama bana manken demeyin. Parasız kaldım, yine de defilelere çıkmadım" diyen Tuba Ünsal, Marie Claire dergisinin son sayısına dobra dobra konuştu.
Benim Ruh İkizim' * Düğün kararı çok mu hızlı gelişti? Birlikteliğimizin birinci haftasında evlenme teklif etti Cem. İki hafta sonra da ben kabul ettim.
* Neydi iki hafta sonra bu teklifi kabul ettiren? Cem, bir erkek olarak bir genç kızın başına gelebilecek en iyi şey. Hakikaten öyle. Çok anlayışlıdır. Çok güzel yemek yapar, çok pozitiftir, çok destekçidir, benim işimi çok iyi anlayabiliyor, beni anlayabiliyor. 'Ruh ikizim' diyebilirim. Ben o kavrama hiç inanmazdım. Bir kere erkek ve kadın ayrı diye düşünürdüm ama gerçekten varmış. O yüzden çok daha kolaylaştı evlilik kararı. Bir ay sonra nişanlandık. Üç ay sonra da evleniyoruz.
* 'Aile' ne demek senin için? Çok mutlu bir ailem var benim. Annemle babamın kavgasına, yalan söylemiş olmayayım ama ömrümde bir iki defa rastlamışımdır. Annem çok verici bir kadındır. Kadın olmanın, anne olmanın ne demek olduğunu iyi bilir, çok iyi tolere eder. Çok iyi bir ev kadınıdır. İşinde de çok iyidir. Model olarak onları örnek alıyorum tabii ki. Flört ettiğin zaman öyle vır vır yapabilirsin, 'sıkıldım gidiyorum' diyebilirsin... Şunu bile düşündüm; flört ederken kız arkadaşlarımla gece dışarı çıkabiliyorum. Ama evlendiğim zaman kesin; 'Bunların arası bozuk galiba. Niye kocasını bıraktı ki?' gibi şeyler söyleyecekler. Çok dikkat etmenizi gerektiren bir kurum. Özellikle ünlü bir insansan. Vallahi yandım ben!
'HİÇ KIZ GİBİ DEĞİLİM' * Evliliği düşündüğünde sana 'şu huyumu değiştirmeliyim' dedirten bir yanın var mı? Dağınıklığımı değiştirmeliyim herhalde. Cem de aksine çok düzenli. Ama ben en başında söyledim. Ben böyleyim. Düzenli ol, evini toparla... Hiç uğraşamam bunlarla. Beni on gün bir eve tıksınlar kendi pisliğimde ölürüm. Hiç kız gibi değilim.
* Lolita manken olarak lanse edilen üç kişiden, bir tek sen hâlâ bu lakaba yakın kaldın. Bunu neye bağlıyorsun? Ben işimi çok sevdim galiba. Evet Lolita manken olarak çıktım ortaya ama sonra oyunculuğa yöneldim. İşimi de çok sevdim, çok uğraştım. Şans da büyük etken. Çok fazla hırsım yoktur. Çok büyük ideallerim de olmadı. Çok tırmalamadım da. Bu işte çok isteyip, çok tırmalayınca galiba olmuyor.
* Ekşi Sözlük adlı internet sitesine baktın mı hiç, hakkında yazılanlarla ilgili? Seninle ilgili hemen her cümle 'Lolita' diye başlıyor. Bundan rahatsızlık duyuyor musun? Ekşi Sözlük çok komik. İlk baktığımda kendimi hasıl hissetmem gerektiğini anlayamamıştım. Bilgisayarın başında bir iki saniye durdum. Bir tanesi diyor ki; 'Aramızda para toplayıp bu kızı yurtdışına gönderelim, bu kız çok iyi.' Diğerleri şöyle diyordu; 'Ne o konuşması, cadaloz gibi.' Çok enteresan. Lolita manken olmak güzel bir şey aslında. Lolitalık imajımı okula yeniden başlayarak güçlendiririm. Hala çıtırım, bakın üniversite birdeyim. Niye bu tanımlamadan rahatsız olayım ki! Türkiye anlamını çok iyi bilmediği için bu tanımdan rahatsız olmuyorum.
* Bu yaşta bu tecrübe! Kendini yaşlı hissediyor musun? Yaşlı hissetmiyorum ama kendi yaşımdaki bir genç kızla oturup çok fazla sohbet edemem herhalde. Önümüzdeki yıl tekrar üniversiteye başlıyorum.
* Ne okuyacaksın? Fotoğraf ve Video bölümüne başlıyorum Bilgi Üniversitesi'nde. Okula gittiğimde bakıyorum da, ben 18 yaşında onlar gibi değilim. Amacım vardı. Okulun parası iyi bir para. Babamla gittik geçen gün. 'Ne güzel' dedim, 'Aileleri yatırıyor, okula bile gelmiyor zibidiler.' Ben o yaşlarda para kazanma derdindeydim. Çünkü bu işte ciddi paralar kazanma potansiyeliniz var. Kafanızı kullanırsanız, bu paraları da değerlendirmeniz lazım. 16 yaşından itibaren bir iş kadını mantığıyla düşünüp, stratejiler geliştirmek durumunda kaldım ben.
* Bir mankenin vitrini olmalı kanısı yaygın, buna karşı mısın? Ben hakikaten öyle görmedim. Çok uzun süre taksiye bindim. Arabam yoktu. O parayı bankada değerlendirmenin daha doğru olduğunu düşünüyordum. 23 yaşıma bastığımda, 25 yaşında maddi anlamda hedeflediğim yerdeyim. Bir yıldır da ipini kaçırmış gibi para harcıyorum. Ama mutluyum, kendim kazanıyorum, kendim harcıyorum. Dünyanın görmediğim yerlerine gidiyorum, hafta sonlarımı çok iyi değerlendiriyorum. Alışveriş yapıyorum. Zamanımda harcamadım, çünkü o zaman kafam çok rahat değildi. Ayrıca para kazanmak için öyle dandik işler yapmayı da sevmem.
'PODYUM BENİM YERİM DEĞİL' * Ne yaptın? Modellik mi? Modellikte hiçbir zaman mutsuz değildim ama manken olarak birkaç defa podyuma çıktım. Birkaç defa gereksiz tanıtım yaptım. Bir iki saçma sapan dizi projesinde yer aldım.
* 'İyi ki elde etmişim' dediğin ne var? Oyuncu olma unvanını elde etmeyi çok istedim ve bunun için çok uğraştım. Ben manken değilim, ne olur bana 'manken' demeyin. Ben podyuma çıkmıyorum. Bunun için hakikaten parasız kaldım, yine de defilelere katılmadım.
* Podyuma çıkmayı neden reddettin? Beceremiyorum. Beceremediğim ve sevmediğim bir işin de, sadece fiziğim uygun diye üzerime yapışmasından hoşlanmıyorum. Çok para kazanılacak bir meslek. Ama yapmıyorum. Yapmıyorsam neden 'manken' diye anılayım. Yürüyemiyorum podyumda. O mankenlerin yanında kendimi ezik hissediyorum. Aya İrini'de Dilek Hanif'in defilesine çıktım. Başıma gelmeyen kalmadı. Yürüyüşüm bozuk, elbise üzerimden düştü, ağladım. Üzerimi kapadım. 'Niye üzerini kapıyor, profesyonel değil mi?' dediler. Hayır kardeşim, ben profesyonel değilim! Ben normal bir genç kızım. Bir gün Hülya Avşar dedi ki bana; 'Tuba'cığım sen podyuma çıkma. Oyuncu olarak çok iyi bir karizman var. Ama podyumda karizma sıfır.'
* Kendine nasıl yatırım yapıyorsun? Tekrar üniversite okumak için bir yıldır hazırlanıyorum. Ne olup bitiyor takip ederim. NTV'de yaptığım program, kendime yaptığım yatırımın en güzeli. En popüler dönemimde, özel bir kanalda ayda milyarlarca para kazanıp program yapmaktansa, NTV'de kültür-sanat programı yapıp, çok fazla şey öğrendim. Mesela Bilgi Üniversitesi Fotoğraf ve Video Bölümü'ne genel kültür sınavıyla öğrenci alıyorlardı. Çok iyi puan yaptım. Ama bir yıl öncesinden o soruları bana sorsalardı, 'Bu nedir?' derdim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|