|
|
|
|
Karanlık dünyalardan ışıltılı şarkılar
Kerim ve Selim Altınok dünyaya birlikte geldiler, görme engelli olmaları bir daha hiç ayrılmamalarına neden oldu. İkizlerin kader ortaklıklığı sahnede de devam etti. Birlikte uzunca bir süredir harika konser ve dinletilere imza atıyorlar.
İlk telefon görüşmemizde "Avukat, programcı ya da satranç şampiyonu değil müzisyen olarak konuşmak istiyoruz" dediler. "Öyle yapalım" dedik, zaten en çok bu yönlerini merak ediyorduk... Lakin öylesine dolu bir geçmişleri var ki söz etmemek olmaz... İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni Kerim birinci, Selim ise ikincilikle bitirmiş. Mali hukuk doktorasından sonra üç yıl serbest avukatlık, 14 yıl bir kamu kuruluşunun hukuk danışmanlığını yapmışlar. Emekli olduktan sonra müzikten arta kalan zaman ve enerjilerinin tümünü görme engellilerle ilgili proje ve eğitim-kültür çalışmalarına yöneltmişler. Kerim şu anda görme engelliler için bir bilgisayar eğitim seti hazırlıyor. Daha önce kaset olarak hazırlayıp Beyazıt Devlet Kütüphanesi'ne hediye ettiği setle yüzlerce görme engelli bilgisayar kullanmayı öğrenmiş.
KİTAP KURTLARI Kerim ve Selim öğrenmeye aç iki insan. Basılı olan her şeyi özel bir programla sesli hale dönüştürebiliyor, hem medyayı hem de kitap alemini yakından takip edebiliyorlar. İngiltere'den getirttikleri kabartma ders kitapları ile kendi kendilerine İngilizce de öğrenmişler. Ayrıca ABD ve İngiltere'deki kabartma yazı kütüphanelerine üyeler ve ABD'de mektupla eğitim veren Hadley School For The Blind yüksek okuluna devam ediyorlar. İki kardeş de milli satranç oyuncusu. Ulusal ve uluslararası pek çok satranç turnuvasına katılmış ve madalyalar kazanmışlar. Selim'in dünya şampiyonu Anatoly Karpov ile bir beraberliği bile var. Şu anda görme engelliler için kabartma satranç eğitim kitabı hazırlıyorlar. Altınok kardeşler Türkiye'nin ilk dijital sesli kitaplığının da fikir babaları... Danışmanlığını da üstlendikleri kitaplık halen İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi bünyesinde görme engellilere hizmet veriyor.Kerim ve Selim'le olan randevumuza epey geciktik... Müzik yaptıkları lokale vardığımızda program başlamıştı ve sahnede gerçek anlamıyla iki usta müzisyen vardı: Tertemiz bir sound, doğru bir vokal, titizlikle oluşturulmuş bir repertuvar... İlk müzik eğitimlerini ilkokul döneminde almışlar. İkisi de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Şan Bölümü mezunu. Ayrıca üç yıl boyunca Timur Selçuk'tan batı armonisi öğrenmişler. Kerim; gitar, blok flüt, akordeon ve org; Selim ise keman, blok flüt, akordeon ve mandolin çalıyor. "Mandolin müziğimizin lokomotifidir" diyor Selim, "Basit bir okul çalgısı olarak algılanır ama çok özel bir tınısı vardır." Binin üzerinde şarkıdan oluşan repertuvarları pek çok müzik türünü içeriyor. Selim "Biz bir müzik kokteyli yapıyoruz; enstrümantal parçalar ve yabancı baladlarla başladığımız programı Klasik Türk Müziği ile sonlandırıyoruz. Ayrıca otantik ezgileri çok seviyoruz. Eğer lokal müziği yapıyorsanız değişik beğenileri dikkate almak zorundasınız" derken Kerim bunun sınırlarını çiziyor: "Klasikleşmiş parçaları tercih ediyoruz, moda olan ve çabuk tüketilen şarkıları çalmıyoruz." Her ne kadar çok önemli bulsalar da, icracılığı nihai bir hedef olarak görmemişler hiçbir zaman; kendi bestelerinden oluşan bir albüm hayalleri var... "Prodüksiyon konusunda bazı olanaklar çıktı karşımıza" diyor Selim, "Ama önümüze uzatılan sözleşmeler adeta birer kölelik belgesiydi. Mevcut koşullar albüm yapma motivasyonumuzu yok etti. Söylemek zorundayım ki bir lokalde müzik yapmak da besteciliği körelten bir unsur. Bununla birlikte albüm yapmak ve bir vokal topluluğu oluşturmak en önemli hedeflerimizden biri." Kerim başka bir boyut kazandırıyor konuya: "Albüm yapıp müzisyen olarak tanınamadık ama hazırladığımız eğitim kaset ve CD'leriyle ünlü olduk!"
İLK ENGELLİ KOROSU Kerim ve Selim 1994 yılında İstanbul'da, Altı Nokta Körler Derneği bünyesinde ülkemizin görme engellilerden oluşan ilk ve tek çok sesli korosunu kurmuş. Selim sekiz yıl süreyle koronun şefliğini yapmış. İki kardeş halen koronun koordinatörlüğünü yürütüyor. Hayallerindeki vokal topluluğunun nüvesini bu korodan oluşturmayı düşünüyorlar. Bu türde onları en çok etkiyen topluluk ise Manhattan Transfer.Geçmişlerinde bir de grup çalışması var Kerim ile Selim'in, Dinlence. Grupla onlarca konser vermiş, 25 kadar beste yapmışlar. Planları arasında Dinlence'yi yeniden toparlamak var çünkü onları müzikal anlamda çok tatmin eden bir oluşummuş. Ülkemizdeki popüler müziğin bugünüyle ilgili düşüncelerini Kerim dile getiriyor: "Şu anda fazla üretimden kaynaklanan bir yozlaşma var. Müzik, tüketim ihtiyacından ortaya çıkınca sanatsal niteliklerden uzaklaşıyor. Çok fazla üretim var ama iyi örnekler maalesef çok az. Türkiye'de 60 ve 70'li yıllarda yapılan çalışmalar sanatsal açıdan çok daha iyi düzeydeydi. Şu anda iyi aranjörler var, teknik anlamda gelişmeler oldu, besteci sayısı arttı ama ortalama kalite düştü. "Son bir şey" diyoruz biraz tereddütle ve görme engeli ile müzik ilişkisini soruyoruz... "Görmemenin, müzikte bir avantaj olduğu söylenir hep, ben buna katılmıyorum. Belki işitsel dikkatiniz daha fazla gelişebilir ama bu müzisyen olmak için gerekli yetileri vermez insana" diyor Selim. Son söz Kerim'den geliyor: "İyi ve kötü yanları var bu durumun. Repertuvar çalışması diğer müzisyenlere göre daha zor bizim için çünkü tüm şarkıları ezbere bilmek zorundayız. Ama ezbere çalıp söylemenin icrada içtenliği yakalamaya yardımcı olduğunu da belirtmeliyim."
Kerim ve Selim İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Şan Bölümü mezunu. Ayrıca üç yıl süreyle Timur Selçuk'tan armoni dersleri almışlar
Hakan Töre
|
|
|
|
|
|
|
|
|