| |
|
|
Alaçatı'da sağlıklı günler..
Kazım dedi ki, "Bir daha sizinle tatile çıkmamak lazım.." Vallahi kızamadık.. Haklı.. Çünkü bizim tatil anlayışımız, La Grande Bouffe.. Yani Büyük Tıkınma.. Yani ölesiye yeme.. Ben uçakla gittim İzmir'e, Ali, Aysun beraber.. Ercan, Özcan'ı, Günay ve Ahu'yu, bir de Kazım'ı kara yolundan getirdi.. Yolda Bursa, Cemil- Cemal'de iskender.. Akhisar, Ramiz'de köfte.. Kazım Amerika'da kırmızı eti ağzına koymaz.. Bir.. Oranın etlerini sevmiyor.. İki.. Bypass geçirdi. Kırmızı et yeme hakkını senede bir ay, Türkiye ile sınırlıyor.. İskendere bayılmış, köftelere ölmüş.. O gece, geçen Çeşme seferinde eksik kalan Altın Kapı'ya gittik.. Çeşme festivali zamanlarında, burada her masada bir başka dünya ünlüsü olurdu. Şimdi festival yok.. Sezon da bitmiş.. Eylül, tatil yöreleri için hüzün demektir.. Ama hüzün Altın Kapı'da lezzeti eksiltmemiş.. Ertesi sabah kahvaltı, tabii Hanedan'da.. Köy kahvaltısı.. İlave.. Bal ve lüle kaymak.. Kahvaltı dediysem, saat zaten öğlen.. Yemek tıka basa.. Ordan akşam yemeği hazırlığı başladı bile.. Adres tabii.. Bir gittik, tanıyamadım. Deniz kenarındaki o küçük, o salaş Adres gitmiş.. Yerine, üç misli büyümüş, adeta bir beach clup halini almış bir tesis.. Tüm masa ve sandalyeler değişmiş.. Hasır, minderli, nasıl rahat.. Servisler, tabak çanaklar bile yenilenmiş.. Yazın ortasında o küçük Adres'te tek masa idik, nerdeyse.. Şimdi sezon bitmiş.. Hafta arası üstelik, tek masa boş değil.. Dedim ki, İsmail Akbaş'a.. "Bu ne iş.." Dedi ki.. "Hıncal ağbi öyle güzel yazdın ki bizi.. Sana layık olmak için herşeyi elden geçirdik.." "Bak o zaman İsmail" dedim, elimle eski Adres'in hududunu işaret ederek.. "Burası senin.. Bundan ötesi var ya, şuralar, buralar, orada ortağız, tamam mı?.." Boynuma sarıldı.. "Adres'in hepsi senin Hıncal Ağabey" diye.. Öcal Ağbim tembih etmiş.. "Sakın önden bir şey getirme.. Yalnız et yiyeceğiz" diye.. Dünyada yediğim en lezzetli et, Bilbao'da idi.. Trabzon giderken içim gitti, birlikte gitmek için.. Ondan sonraki sıralar, altıya kadar boştu, Adres'te o mangallı kuzu çevirmeyi yiyene dek.. Şimdi ilk iki sıra dolu.. Sanki ağbim öyle dememiş.. Saat gecenin onu bilmem kaç oldu, biz hala çerez yiyoruz.. Çerez dediğim de harika şeyler.. Hele sigara böreği.. Ben bugüne dek böylesini yemedim, vallah.. Nihayet sızlanmalar durdurulmaz oldu.. "Et.. Et.. Et" diye tempo tutar olduk ki, mangallar gelmeye başladı. Önümüze bir mangal kondu.. Günay ile benim arama.. İkinci mangal.. Ağbim Günay'ı biliyor artık... "Onu da yanına koy" dedi.. Garson eğildi kulağına.. "Bunlar sekizer porsiyonluk Öcal Ağbi.." Güldü ağbim.. Sonunda önümüze bir mangal daha geldi.. Ben en fazla iki porsiyon yemişimdir.. 22'si Günay.. Bir gün Orhan ile Günay'ı yarıştıracağım mutlak.. Ve et bitti.. Bitince de İsmail'in bizi niye iki saat çerezle doyurduğu anlaşıldı.. Doğrudan ete girsek, yarı yolda kalacağız.. Hem biz, hem İsmail.. Salaş Adres'ten bu harika mekana geçişi görünce ne yalan söyleyeyim, korkmuştum.. Lezzet ve fiatlar bozulur mu, diye.. Hayır.. Geri kalan herşey ayni.. Ertesi sabah otelde, bu defa petek bal ve köy kaymağı ile kahvaltı.. Ve derhal Çeşme'ye hareket.. Tarihi İmren Lokantası'nda kuru fasulye, pilav, nohut bulgur yemeğe.. Kabak tatlısının üzerine, sakız muhallebisi koymağa.. İşte o yemekte Kazım Baba isyan etti.. "Sizinle bir daha tatile gelmemek gerek.. Sizin için tatil, yemek demek çünkü.." En çok götüren de kendisi ya, neyse.. Sonra düşündü, düşündü.. "Ama sizsiz tatil de bu kadar keyifli, neşeli, eğlenceli olmuyor.. Kader utansın.."
*** Şimdi diyeceksiniz ki, "Durmadan yeme üzerine bir tatil nasıl sağlıklı olur?.. Bu başlık altına bu yazı oldu mu?.." Oldu.. Bir defa.. Eğer, neşeyle, keyifle, lezzetle yersen, dokunmuyor.. Bende şeker var, yüksek tansiyon var, yüksek kolestrol var. Beş kez mide kanaması geçirdim. Bir böbreğim yok. Ağır sarılık yüzünden karaciğerim sakat.. Yani, tıp diyetlerine bakarsanız, sadece su içip, inekler gibi otlamam gerek.. İşte yazdığım herşeyi yiyorum.. Ama ölçülü.. Ama kararında.. Hepsinden öte.. Keyifle, neşeyle, lezzetle.. İkincisi.. Bu defa Alaçatı'da Kaplıca'yı keşfettik. Bizim Süzer Majesty'nin alt katında imiş meğer.. Doğal.. Ve de masajlar.. O ayrı yazı konusu olur.. Bir sağlık da o.. Anlatacağım.. Cumaya..
|