|
|
Duygu'nun fıkrası
Bizim sevgili Duygu Asena yazılarına ve söyleşilerine devam ediyor... Resimlerine bakıyorum.. O çok sevdiği kahve fincanı elinde, keyfi yerinde... Ben Duygu'yu tanırım... 3 yıla yakın oda komşumdu... Keyifli olduğu zamanları bilirim.. Dostlarının ilgisinden sevgisinden hoşnut, kedinin fareyle oynadığı gibi, o tümörle oynayacak ve onu yok edecek Duygu... Fransa'da Simone de Beauvoir nasıl feminizmin sembol ismiyse, bizde de Duygu feminizmin sembolü... Sevgili Duygu'ya feministlerle ilgili bir fıkra var benden... Bu mücadele dolu keyifli günlerinde iki kahkaha daha fazla atabilsin diye... "Dünya feministler kongresinde değişik ülkelerin kadınları erkeklere karşı ayrımcılıkta kazandıkları zaferleri anlatıyorlar... Amerikan Delegesi hanımefendi, kürsüye gelmiş... "Geçen yıl kongrede aldığımız kararları aynen uyguladım..." demiş, - Eve gider gitmez kocama; "Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını kendin yıka.. İşte makine orada..." dedim... İlk gün bir şey görmedim.. İkinci gün bir şey görmedim.. Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sadece kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor... Alman delegesi söz almış arkasından... -Ben de geçen yılki kararımız gereğince kocama, "bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan, kendi bulaşığını kendin yıka" dedim... Birinci gün bir şey görmedim.. İkinci gün bir şey görmedim.. Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıkları da yıkıyor... Üçüncü konuşmacı ise Türk feminist arkadaşımızmış.. O da başlamış anlatmaya... - Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendi pişirmen gerekecek.. 'İşte mutfak orada' dedim... Birinci gün bir şey görmedim.. İkinci gün bir şey görmedim.. Üçüncü gün sol gözüm biraz hafiften açılır gibi oldu.. Hafiften görmeye başladım...
|