|
|
Kampüslerin dilini anlatan kitap
Öğrenci ağzı, kampüs hayatı ve popüler kültür bir araya gelince ortaya bu kitap çıktı. 24 yaşındaki Volkan Yücel'in Poplisans'ı ne bir sözlük, ne bir deneme. Hepsini içinde barındıran bir derleme.
Neşeli, ele avuca sığmaz, analitik ve uçarı. "Poplisans" hiçbir şeye benzemeyen bir tuhaf kitap. Bir sözlük de denebilir, bir eleştiri denemesi de, derleme de başka bir şey de... Yazarı Volkan Yücel henüz 24 yaşında. ODTÜ ve Boğaziçi gibi üniveritelerin teknolojiyle haşır neşir bölümlerinde dirsek çürüttükten sonra sosyal bilimlere yaklaşmış. "Karar veremedim" diyor ama şimdi sinema ve televizyon konusunda yüksek lisans öğrencisi. Okuyanus Yayınları'ndan çıkan Poplisans'ın öyküsü ayak üstü alınan notlarla başlamış. Üniversite kampüsünde öğrenci fırlamalığını kayda geçiren anlamlar, kullanımlar bir yana not edilmiş. Sonra oturup karşılıklar yazılmış. Ve ortaya öğrenci hayatıyla, popüler kültür arasında dolaşan hayli zengin bir alana ait bu kitap çıkmış. "Kantinlerde ve kafeteryalarda, bira, sigara ve karşı cins tükürüğüyle beslenen öğrenci ağzı"... Volkan Yücel hiçbir şeye benzemeyen kitabı "Poplisans"ın esin kaynaklarından birini bu sözlerle anlatıyor. Popüler kültür için "Türkiye'nin doğu ile batı arasında hem mekan, hem de zaman olarak sıkışmışlığından beslenen, tam olarak neye ve kime ait olduğu bilinmeyen bir kültür" diyor. Yerli bir üretim olmadığı için her şeyin eğreti olduğunu düşünüyor. Gençler de bu eğretilik içinde yabancı bir dili, kendilerine uyarlıyorlar. Volkan Yücel'e göre bu bir "aidiyet" biçimi. Ve bir kısırdöngü oluşturuyor: "Bin yıldır bir kimlik oluşturamadık. Hep kozmopolitiz. İstanbul'u ele geçirdik ama Bizans bizi ele geçirdi."
DİLLE YAŞAYAN KUŞAK Volkan Yücel'in dile, kelimelerin kökenlerine olan ilgisi bu kitabın da başlangıç noktası olmuş: "Kendi kendime etimoloji çalışmaları yapıyordum. Kampus içi ilginç kullanımlar ve ıvır zıvır bir sürü şey. Aslında benim böyle bir niyetim yoktu, ama arkadaşlarımın önerisiyle bunlar kitaba dönüştü" diyor. Umberto Eco, Dan Brown gibi bilgiyle yazan edebiyatçılardan yana. Aldığı mühendislik eğitiminin faydasına da inanıyor: "Sayısalcılar biraz daha temel bilimlere yakın oldukları için algıları daha farklı. Bir de cila görürlerse ortaya farklı bir şey çıkabiliyor" diyor. Dil onun için önemli bir mesele. Özellikle gençlerin yerel kültür ile İngilizce arasında sıkıştığını ve bir çıkış yolu olarak kendilerine ait bir jargon, farklı bir dil geliştirdiklerini söylüyor. Bu sadece bir aidiyet sorunu değil, argoyu da besleyen bir varoluş biçimi aynı zamanda. Poplisans'ın kavramlarında, tanımlarında ve seçilen anlatılarda bu varoluşun izlerini görmek mümkün... Kitabın bölümleri de fazlasıyla eksantrik; Cıstaklı laflar kümesi, Bilgisayar, Ulaşım, İletişim şeyi, İş, Aile, Yabancı Sözcükler şeyi, Kampus ve Akademi şeyi, Mistik, Sembolizm, Mitoloji ve İşaret şeyi,, Hob, Fob, Fan, Fil, Seks ve Kafka şeyi gibi isimlere sahip ve kendi içinde bütünlüğü olan dokuz ayrı bölümden oluşuyor. Volkan Yücel kitabın kendisi dışında farklı bir kaderi yaşayacağını da düşünüyor: "Bitirene kadar farklıydı ama bitirdikten sonra bu kitap sanıyorum benim olmaktan çıktı" diyor.
|