|
|
|
|
|
New England'da sonbahar
|
|
Sonbaharda yolunuz ABD'ye düşerse, bir New England turunu mutlaka programınıza ekleyin. Özellikle Eylül ayında buralarda, doğanın bütün renkleri adeta dans ediyor.
Birkaç yıl önce yaptığım bir sonbahar gezisinin detayları, yazın şu sıcak günlerinde sizlere biraz serinlik hissi verir umarım. Anlatacağım gezi için en ideal zaman Eylül ayıdır. Yolu Eylül'de ABD'ye düşecek olanlar, bu alternatifi programlarına ekleyebilir. New England; Boston'dan başlayıp kuzeye doğru Atlantik boyunca Kanada'da Quebec'e kadar uzanan, güneye doğru ise Vermont ile New Hampshire'ı içine alan bölge olarak tanımlanabilir. New England bölgesinin yüzde 70'i ağaçlarla kaplıdır, özellikle sonbaharda rengarenk görüntüsü görülmeye değerdir. Eylül başından ekim sonuna kadar, başka bir yerde, bir arada daha güzelini göremeyeceğiniz renk cümbüşüne burada tanık olabilirsiniz. New England bölgesinde öncelikle görülmesi gereken iki eyaletse Maine ve Vermont'dur. "...Kavak, huş ve Türkiye'de bilinmeyen gingkos ağacı'nın yaprakları, altın sarısının en görkemlisini; ceviz ve akçaağaçtakiler turuncunun en alımlısını; bodur meşeler, kızılcıklar, bizim yabancımız olan 'sasafras'lar ise kızılın en fettanını buralarda sergiler. Sonbahar yaprağının en parlağı buradadır..." Mehmet Altan'ın "Amerikan Rapsodisi" kitabından aldığım bu bölüm New England'ın sonbaharını çok güzel tasvir ediyor. Eğer gezinize, Maine, Vermont ve kuzeyde Quebec ile Montreal'i ekleyecekseniz, yedi-sekiz güne ihtiyacınız olabilir. Gezinin en önemli noktalarından biri tek arabaya sığabilecek bir grupla yola çıkmak, maksimum 3-4 kişi olmalısınız. Ayrıca dar köy yollarından geçmek zorunda kalacağınızı, konaklama yerlerinin minik oteller olduğunu bilmeniz gerekiyor. Araba için tercih, konforlu bir minivan ya da jip olabilir. Boston'dan kiralayabileceğiniz arabaya profesyonel bir şöför ve haritayı takip edecek olan ikinci bir kişi bulmanız çok yararlı olacaktır. Yola çıkmadan önce mutlaka rota ve hangi çıkışların kullanılması gerektiği gibi detayların belirlenmesi gerekiyor. En kestirmesi, Boston'dan "95 North" otobanını kullanarak kuzeye, Maine'e doğru ilerlemek. Maine eyaletine girince kıyı boyunca yer alan küçük kasabaları ve eşsiz sonbahar manzaralarını görmek için "Highway1"a geçilebilir. Bu yolda pek çok kasaba var ama bence "Camden" en şirini. Minicik marinasında tekneleri, derli toplu evleri, yukarıdan bakıldığında hayranlık uyandıran "New England renkleri" ile donanmış ormanı ile burası adeta yazımın fotoğrafı gibi.... Camden'da kalınacak yer ise "Camden Harbour Inn", çok iddialı değil ama sempatik ve ucuz bir yer. Yemek konusunda ise hem Camden'da hem de tüm Maine'de tek seçenek, istakoz. Genel olarak dünyada restoranlarda menünün pahalılarından biri olan istakoz burada "ucuzlar" kategorisine giriyor. Sepetten seçeceğiniz istakoz, itinayla pişirilerek leziz bir şekilde masanıza getirilir ve bedeli altı-yedi Amerikan dolarıdır. Öğleden sonra Camden dışına yapılacak uzun yürüyüşe çıkmadan önce fotoğraf makinanızı yanınıza almayı sakın unutmayın. Camden'dan kıyı boyunca kuzeye doğru ilerlerken ikinci önemli nokta "Mount Desert" adasında bulunan "Acadia Milli Parkı"dır. Burası, New England renklerinden, doğasından farklı, etrafı kayalıklarla çevrili bir göl. Gerçekten çok dingin huzurlu bir havası vardır Acadia'nın. Daha sonra yine yollara düşeceksiniz. Aslında bu gezinin en heyecanlı ve hafızalara kaydedilen kısmı konaklanan kasabalar değil, yollardır. Bu yolları, sadece bir noktadan diğerine ulaşmak için kullanılan bir araç olarak görmeyin. Durup uzun uzun seyretmek, ağaçlar arasında yürümek, hayaller kurmak için güzel olanaklar sunan yollar bunlar. Haritaya bakınca iki saatte alınacağı tahmin edilen mesafeyi geçmeniz bu yüzden beş-altı saati bulabilir.
EN GÜZEL YAPRAK DÖKÜMÜ Maine eyaletinden Atlantik kıyılarını terk edip -maalesef bir süre- otobanda yol alınarak Vermont'a gelinir. 'Route100' bu bölge için en ideal güzergahtır. Green Mountain Milli Parkı doğusunda, kuzeyden güneye doğru 'Route 100' üzerinde Stowe, Waterbury, Warren, Rochester kasabaları takip edilir. Kalınacak yerler ise 'Inn' olarak adlandırılan küçük, genel olarak sadece oda ve kahvaltı hizmeti veren minik otellerdir. Akşama doğru dağ yollarında karşınıza çıkacak herhangi bir ".... Inn" tabelasını korkmadan takip edebilirsiniz. Sabah uyanıp odanızın penceresinden baktığınızda şahane bir manzara ile karşılaşacağınıza emin olun. Vermont'da her yerde, köy evlerinde yapılan ve akçaağaç şurubu olarak çevirebileceğimiz "Maple Syrup" satılır. Amerikalılar bunu pek sever, pancake üzerine konulur. Bazıları öylesine sevimli şişelerdedir ki almamak elde değil. Bu olağanüstü bölgedeki manzaralar insanda resim yapma isteği uyandırıyor, acaba bu kadar renk tuvalde bir araya getirilebilir mi? Son olarak şunu da ekleyelim: Dünyanın en güzel yaprak dökümlerinden bir tanesi New England'da yaşanır. "Görülecekler" listenize bunu da eklemeyi unutmayın!
|
|
|
|
|
|
|
|
|