kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hiç aşık olmadım, önce şampiyon olmak istedim
Hiç aşık olmadım, önce şampiyon olmak istedim
Hayatta en değerli varlığım babam
Kenan Nuhut: Nurcan aslında daha büyük rekorlar kırardı
Nurcan 750 milyar kazanacak

10 Ton kaldırıyorum tırnaklarım ojeli

Atina'da üç dünya, beş olimpiyat rekoru kıran halterci Nurcan Taylan Reha Muhtar'a konuştu. İşte aşk hayatı, özel yaşamı ve 'kadınlık' halleriyle farklı bir Nurcan.

"Kendime en yakın hissettiğim kişi babam. Beni güldürür, dertlerimi paylaşır. Hayatımda özel bir yeri var. Onu başımın üstünde taşıyorum, her zaman da taşıyacağım." "Benimle olmak isteyen erkek arkadaşlarım var ama ben istemedim. Hiç aşık olmadım... Özel hayatımdan fedakarlık yaptım, önce şampiyon olmak istedim."

***

Hiç aşık olmadım, önce şampiyon olmak istedim

O yalnızca halterin değil, hayatın tüm ağırlığını omuzlarında taşıyor. Olimpiyat şampiyonu olan ilk kadın sporcumuz Nurcan Taylan, Ankara'daki bir gecekondudan dünyanın en tepesindeki altın madalyaya uzanan serüvenini Reha Muhtar'a anlattı.

Nurcan, 21 yaşında... Hepimiz Süreyya'yı bekliyorduk... Süreyya olacak Türkiye'nin Atina'da gururu diye... Ama öyle olmadı... 21 yaşındaki Ankaralı Nurcan, üç dünya, beş olimpiyat rekoru kırarak tüm dünyaya Türkiye'nin adını yazdırdı... Türkiye'nin olimpiyat şampiyonu olan ilk bayan sporcusu olarak da, tarihe adını silinmemecesine yazdırdı... 21 yaşındaki gencecik bir Türk kızı nasıl dünya şampiyonu, olimpiyat şampiyonu olabildi?.. Kaç yıl çalıştı?.. Yaşamında nelerden fedakarlık etti?.. Yaşamındaki en değerli varlık kim?.. 21 yaşındaki diğer yaşıtları gibi mi yaşıyor, yoksa bir fanusta mı büyüyor?.. Geziyor mu, eğleniyor mu, aşık oluyor mu seviyor mu, yoksa olimpiyat şampiyonluğu için her şeyden fedakarlık mı yapıyor?... Bu haftaki Ateş Hattı konuğum Türkiye'nin altın kızı Nurcan... Onunla ve Halter Federasyonu Başkanı Kenan Nuhut'la Atina'daki Olimpiyat köyünde kamp yaptıkları otelden konuştum... Saatler süren bir telefon görüşmesiydi bu... Ben 47 kilo ağırlığındaki bu kızı kendi deyimiyle "dünyanın ağırlığını omuzlarında taşıyan kız olarak" gördüm... İşte şimdi, Ankara'daki bir gecekondudan, dünyanın en tepesindeki altına erişen o kızın öyküsünü okuyacaksınız...

REHA MUHTAR: Tebrikler Nurcan... Neler yapıyorsun şimdi?..
NURCAN: Moralim iyi... Şampiyonluğun tadını çıkarıyorum... 20 yaşındayım ve şampiyon oldum. Daha ne isterim ki... Sanıyorum aldığım altın madalya başka arkadaşlarıma da moral getirdi...
MUHTAR: Ne zaman başladın haltere? Ve niye halter de başka bir spor değil?
NURCAN: Tam 10 yıl önce 11 yaşındayken başladım haltere... Önce voleybola ilgi duymuştum... Sonra Halil ağabeyi seyrettim. Haltere özendim...
MUHTAR: İlk günlerde oklavayla çalıştığın yazdı gazetelerde?
NURCAN: Yaşım çok küçüktü... 11 yaşındaydım... Onun için oklava ve ince sopalarla çalıştım... 1 kiloluk, onlarla çalıştım... Yani ilk kaldığım ağırlıklar 1 kiloyu bile bulmuyordu... Çünkü ağırlık kaldıracak durumda değildim. Teknik kazanmak için oklavayla ve ince sopalarla çalıştırdılar beni...
MUHTAR: Herkes Süreyya'yı bekliyordu, bir anda sen çıktın ortaya...
NURCAN: Ben aslında Süreyya'dan önce Türkiye'nin ilk kadın olimpiyat şampiyonu olacağımı biliyordum... Çünkü halter müsabakaları daha önceydi...
MUHTAR: Süreyya'nın durumunu öğrenince etkilendin mi?..
NURCAN: Süreyya konusunu hocalarımız bize pek aksettirmemeye çalıştılar... Moralimiz bozulmasın diye... Psikologlarımız vardı... Onlarla sürekli temas halindeydik...
MUHTAR: Şu anda tam kaç kilosun?.. Ne yiyor, ne içiyorsun?..
NURCAN: Şu anda tam 47 kilo 200 gramım... Şimdi 5 gündür kola içebiliyorum, çikolata ve tatlı yiyorum. Çikolatalı pasta yiyebiliyorum. Kendimi biraz rahat bıraktım... Normalde bunların hiçbirini yemem. Yılın 11 ayı çalışıyoruz...
MUHTAR: Yani yılın 11 ayı kola içmez, tatlı ve çikolata yemez misin?..
NURCAN: Hayır... Yılın 11 ayı sabah 8'de kahvaltı yaparım... Bir yumurta, peynir, iki kaşık bal ve birkaç zeytin... Bütün sabah kahvaltım bu... Öğlenleri beyaz et, tavuk veya balık ile salata... Akşam yemeklerini de 8'de yerim... Meyve yerim... Bazen beyaz et ve salata yine... Pilav, makarna, ekmek yani karbonhidratları çok düşük tutarım, hiç yemem...

GÜNDE 10 TON KALDIRIYORUM
MUHTAR: Antrenmanların ağır mı? Günde kaç kilo kaldırıyorsun?..
NURCAN: Günde 10 ton ağırlık kaldırıyorum... 7 saat ağırlık kaldırdığım olur bir günde... Ortalama 4 saat antrenmanım var... Her antrenmanda 1.5 kilo kaybederim...
MUHTAR: Günde 7 saat ağırlık kaldırıyorsun... 11 yaşından beri antrenman yapıyorsun... Yani bütün bir ömrün spor salonunda geçiyor... Yaşıtın genç kızların, gezmesini, tozmasını, eğlenmesini özlüyor musun?..
seviyorum... Benim de tırnaklarım ojeli... Haftada bir Pazar günleri iznim var... Kuaföre gidiyorum...
MUHTAR: Kaç yıl daha bu tempoda yaşayacaksın?.. Halteri kaç yıl devam ettireceksin?..
NURCAN: Halter sporunu seviyorum. Benim bir Bulgar rakibim var... 33-34 yaşlarında... Ben de daha en az 10 yıl bu sporu yapacağım kanısındayım. Başarı geldikçe hedefler büyüyor... Allah bir sakatlık vermezse 10 yıl rahat rahat yaparım...

REHA MUHTAR'IN NOTU
Sesinde müthiş bir özgüven var Nurcan'ın... Başarıyı ve şampiyonluk yolunda mücadeleyi benimsemiş insanların salgıladıkları yüksek adrenalin sesine yansıyor... Şu anda, şampiyonluk ve başarı dışındaki hazları vazgeçilebilecek dünyevi zevkler olarak görüyor... Haklı... Böyle durumlarda insana, normal insanların hazları, zevkleri mutlulukları sıradan gelir... İnsan kendisini içten içe, bir kahraman olarak görür... Nurcan da bir kahraman... O da kendini büyük ideallere ve zaferlere adamış bir kahraman olarak görüyor...
MUHTAR: Hayatta başarı için; bir çok şeyden fedakarlık etmek gerekir derler. Sen de öyle yapıyorsun... Peki hayatı paylaştığın bir erkek arkadaşın var mı?
DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 50 yıldır güzel kadınlara ayakkabılarını giydiriyor
 Halter yakında milli spor olacak
 Sizin evde dırdır sorun yaratıyor mu yoksa çoktan...
 Futbolcuların sırdaşı kadın psikolog
 Futbolcular tatlı müptelası
 Futbolcular tatlı müptelası
 Bir kadın için buradan daha güvenli bir yer bulamazsınız
 O kadar sıkıldım ki balıklara Hamlet' bile oynayabilirim
 Ödülleriyle rekor kıran Türk mimar
 Ekseninde deprem olan bir roman
 Hayallere hiçbir zaman ulaşılmaz
 Aziz Yıldırım da aynı şeyleri söyledi ama bir tek ihraç...
 Bir gay de delikanlı olabilir
 İnşallah aşık olurum ve yine gözüm kararır
 Türkiye'de ilklere imza atmak zor
 Yeni Marilyn Monroe, Scarlett
 Herkes kendi ışığını keşfetmeli
 İkimizin kimyası çok uyuştu
 Denize bile sahne kurarım
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
ÖNCEL ÖZİÇER
Talkın verip salkım yutma umuduyla!
Ne iyi bir...
Asırlık surlar hayat buluyor
Asırlık surlar hayat buluyor
Hititler'in başkenti Hattuşa'nın M.Ö. 14. yüzyılda yapılan surları o...
Troya artık vakfa emanet
Troya artık vakfa emanet
Prof. Dr. Manfred Korfmann Başkanlığı'nda kurulan Troya Vakfı dünyaya...
Elena'nın pizzası parmak ısırtıyor
İki yıl önce Amerika'da düzenlenen dünya pizza şampiyonasında birinci...
Basının tutkulu sinema yazarları
Köşe yazarlarının zaman zaman filmler üzerine de yazmaları normaldir. Hatta bu...
Kyoto'da kiraz çiçekleri Seville'deki yaseminler
Batı ya da Doğu'da, büyük şehirlerin kendi resmi ile iç içe, onunla maruf bir...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.