| |
|
|
Dünyalı atletler yarışırken...
Olimpiyat oyunlarında bir Türk sporcusu altın madalya aldığı ve göndere bayrağımız çekilirken İstiklal Marşı çaldığı zaman, tabii ki hepimizin gözleri buğulanıyor, yüreğimiz farklı çarpıyor. Ama aynı heyecanı, başka milletlerden sporcular için de yaşamıyor muyuz sanki? Atina Olimpiyat Stadı'ndaki finalde, 4.91 metrelik atlayışıyla bayanlar sırıkla yüksek atlamada dünya rekoru kıran Rus atlet Yelena Isinbayeva'nın mücadelesini, siz de birlikte yaşamadınız mı? Vatandaşı ve rakibi olan Svetlana Feofanova ile yarışırken burada milliyetler değil, insanlar vardı. Peki erkekler 1500 metrede Faslı Hişam El Guerruj ile sizler de nefes nefese göğüslemediniz mi bitiş çizgisini? El Guerruj, ağlaya ağlaya sırtında Fas bayrağı ile zafer turu atarken, sizin de gözünüz yaşarmadı mı? 28 yaşındaki Bahama'lı Willams-Darling bayanlar 400 metrede ve Çek Cumhuriyeti'nden Roman Sebrle dekatlonda altın madalyaya ulaşırlarken, sizler de birlikte değil miydiniz onlarla?.. İşte bu yüzden Elvan'ın Etiyopya'da doğmuş olmasına takılanları fazla anlamıyorum. Ya da Bizim Süreyya Ayhan'ın yahut Yunanlı Yunan Halterci Sampanis'in veya disk atıcısı Macar Robert Fazekas'ın başlarına doping yüzünden gelen felaketleri, farksız görüyorum. Profesyonel futbolda oyuncular takım değiştirir, taraftarlar oyunculardan daha sadıktır takımlarına. Oyuncular değil taraftarlar fanatiktir futbolda. Olimpiyatlarda ise, etnik veya ideolojik takıntılardan, fanatiklikten arındığınız oranda, "Spor"un hem farkına hem tadına varırsınız.
|