| |
Söz savunmanın
PKK'nın 15 Ağustos 1984'te terör eylemlerini başlattığı Şemdinli ve Eruh'ta dün farklı olaylar yaşandı. Şemdinli'de terör örgütünün saldırısında bir er şehit oldu. Eruh'ta ise 20 yıl sonra ilk kez asker uğurlama töreni yapıldı... "Olay adam" Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'le bir araya geldik ve masaya otururken bu fotoğrafı anlattık. İç çekti, "Güneydoğu'daki tüm aileler bu yaman çelişkiyi yaşıyor" dedi, bir örnek verdi: "Geçenlerde halk gününde bir kadın yardım istedi. Bir oğlu örgüte katılıp çatışmada ölmüş. Diğer oğlu askerde. Kocası ise örgüte yardımdan gözaltına alınmış, işkencede sakat kalmış. Şimdi ben bu kadına el uzatırsam, teröristin ailesine mi yardım etmiş olacağım, asker ailesine mi, işkence mağduruna mı?" Görüşmemizin ağırlıklı konusunu elbette Diyarbakır'ın ünlü Hevsel Bahçeleri'nde 11 gün süren çatışma ve ölü ele geçirilen teröristin ailesine yaptığı taziye ziyareti oluşturdu. Ciddi iddialar öne sürdü. Olayın çatışma ortamını kentlere taşımayı amaçlayan bir tahrik olduğunu söyledi. İşte anlattıkları: "28 Temmuz akşamı Sur Belediyesi'nin bir etkinliği vardı. DEHAP genel merkez yönetimi dahil, birçok tanınmış kişi katılacaktı. Bu etkinliğin yapıldığı yerin 200 metre ötesinde polis noktasına saldırı yapıldı, bir bekçi şehit oldu. Ardından ilk kez kent merkezinde 2 mahalle 11 gün boyunca tecrit edildi. Ablukadaki bölgeye canlı kalkanlar gönderilerek halk ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmenin amaçlandığı duyumları aldım, bunları İçişleri Bakanı Aksu dahil tüm yetkililerle paylaştım. Öyle bir şey olsaydı ikinci Vedat Aydın olayı patlak verecekti." (Vedat Aydın, DEP'in Diyarbakır İl Başkanı'ydı. 1991 Temmuz'unda bir gece evinden kaçırıldı, günler sonra Elazığ-Maden yolunda cesedi bulundu. Cenaze töreninde güvenlik güçleri ile halk arasında çatışma çıktı, kimine göre 3, kimine göre ise 10 kişi öldü. Diyarbakır'da olaylar günlerce durmadı...) Baydemir saldırının yapıldığı karakolun yakınında C-4 bulunmasını iddiasına kanıt olarak gösterdi.
Baydemir'in çizgisi Ya terörist ailesine ziyareti? Cevap: "Gerçekten bin yıllık geleneğimizde var. Ayrıca bu girişimle bölge halkına çocuklarını çatışma ortamına sokmamaları telkininde bulunmak istedim. Ama derdimi anlatamadım. Şehit bekçinin ailesine ziyaretim arada kaynayıp gitti." Başkan, seçildiği günden beri kapı kapı dolaşıp "Diyarbakır'a şiddet giremeyecek" dediğini, saldırının bu tavrına cevap olduğunu söyledi, "Aksu benden fazlasını biliyor" diye ekledi. Peki Baydemir'in çizgisi ne? Yoksa o da mı "iki tarafa da eşit mesafede?" Cevabını aynen aktarıyoruz: "İki taraf da 'Ya tamamen bizdensin ya da tamamen onlardansın' dayatması yapıyor. Hayır, ben ara rengim. Çatışmadan yana olmayan, Türkiye'nin AB sürecine inanan, Kürt sorununun ancak diyalogla çözülebileceğine inanan biriyim Türkiye'nin köprülere ihtiyacı var. Beni köprüleri atmam için sıkıştırıyorlar. Açıkçası, bıçağın keskin sırtında yürüyorum. 15 yıl boyunca siz o filmi izlediniz ama ben yaşadım. Şimdi siz tekrar izlemek istemiyorsunuz, ben ise tekrar yaşamak istemiyorum." 10 Ağustos'ta Baydemir'le ilgili yazımızda "Diyarbakır'ın kaderini değiştirecek bir yöneticiye kavuştuğunu sanmıştık. Galiba karşımıza yeni bir Mehdi Zana çıktı. Keşke yanılsak. Keşke Baydemir bizi mahçup etse" demiştik. Ayrılırken o ifademizi hatırlattı, "Sizi mahçup edeceğim" dedi. Biz de tekrarladık: "Keşke..."
|