| |
İktidar, muktedir mi?
İktidar olmak farklı şeydir, muktedir olmak farklı... Önce "bu hususun" altını çizelim... Ve sonra da "soruyu" soralım: İki yıldır tek başına iktidarda olan AK Parti, muktedir mi? Muktedir "Arapça kökenli" bir sözcük. "Bir şeyi yapmaya gücü yeten... Erkli" anlamında. - Evet sayın Bakan... Muktedir misiniz? Muhatabımız "Hükümet'in sözcüsü." Adalet Bakanı Cemil Çiçek. Sorumuza, soruyla karşılık verdi: - Güncel olay bakımından mı soruyorsunuz?
*** Bakan'ın "güncel olay"dan kastı son günlerin konusu "Yargıtay-MİT-Çakıcı" vakası. "Genel anlamda soruyoruz" dedik: - Siyasi iktidar aynı zamanda muktedir mi? - Muktedir olmak istiyoruz... Ancak Anayasa'dan kaynaklanan zorluklar var.
*** Adalet Bakanı: - Şimdi diyebilirsiniz ki, Meclis'te 369'luk bir çoğunluğunuz var... Değiştirin Anayasa'yı... Ama Anayasa'yı değiştirmemizin de yine Anayasa'dan kaynaklanan bazı zorlukları var.
*** Hükümet sözcüsü madem konuyu "güncele" çekti, öyleyse "güncelle devam edelim." Önceki gün AK Parti'nin Merkez Yönetim Kurulu toplantısında "güncel konu" da konuşulmuş. Ve Başbakan da "bizimle ilgisi olmayan bir konuda niye taraf olalım? Müdahil olmamızı gerektiren bir olay yok ortada" demiş. (Hürriyet-25 Ağustos 2004) - Sayın Çiçek... Bu konu gerçekten Hükümet'i ilgilendirmiyor mu? - Sayın Başbakan'ın kastettiği şu: Karar anlamında Hükümet'i ilgilendirmiyor... Bilmem anlatabildim mi? Cemil Çiçek verdiği yanıtın bizi tatmin etmediğini düşünmüş olmalı ki... "Örnekli açıklamalara" girişti: - Mesela demiryolları ile ilgili soruşturma izni istendi... Verilmezse, Hükümet olarak sorumlu duruma düşeriz... Bu olayda ise anayasal ve yasal açıdan Hükümet'in karar vermesini gerektirecek bir şey yok.
*** Bakan bey "yine de tatmin olmadığımızı" fark etti. "Bakınız" dedi: - Eğer bir yerde, bir konuda Hükümet'in yetkisi varsa, iş süratle yürüyor... Burada durum farklı... anayasal ve yasal engel var... O nedenle olaya girmek istemedik.
*** Türkiye bir "kurumlar" devleti. "Kurallar" devleti. "Hukuk" devleti. Kurumlar korunacak, kurallara uyulacak. Bağımsız yargıya kimse müdahale edemeyecek. Zaten bütün bunlar "demokratik hukuk devleti olmanın gereği." Ama bir devlette "kasetler havada uçuşursa... Kimin, kimi, neden dinlediği belli olmazsa... Anayasal kurumlar arasında cepheleşme doğarsa..." Hükümet "olay beni ilgilendirmiyor... Benim dışımda" diyebilir mi?
*** Eğer sistemin adı demokrasi ise, olanların ve olacakların "birinci derecede ilgilisi" siyaset kurumudur. Hükümet ise siyaset kurumunun üzerindeki "şapkadır." "Halkın oyuyla gelen, halkın oyuyla giden" bir şapka. Ve bu şapkanın "her şeye hakim olması" gerekir. Şapka konumundaki siyasi iktidar "her şeye hakimse" ve "her konu beni ilgilendiriyor" diyorsa, işte o zaman "muktedir" demektir.
*** İktidarda bugün "bu parti" olur, yarın "şu parti." Konu "parti sorunu" değil. Konu "sistem" sorunu. Sistemin bütün aktörlerinin "parlamenter demokrasiyi hazmedebilmesi" sorunu. Özetle "demokratik kültür" sorunu. Demokrasi kültürünün olduğu yerde ise ne siyaset kurumunun eli kolu bağlanır, ne de hükümetin.
|