|
|
|
|
|
|
| |
Kimse mecbur kalmadan gönüllü olmaz ki
Muhteşem bir fikir, eğer uygulanabilirse tabii. Dünkü SABAH'ta okumuşsunuzdur, Mecburi Gönüllü manşetiyle çıktı. Habere göre ilköğretim okullarında öğrenciler zorunlu bir ders kıvamında gönüllü hizmet yapacaklar. Yapmayan karne alamayacak. Kimsesizler yurdunda dostluklar kuracaklar... Engellilere yardım edecekler Huzurevlerinde yaşlılarla muhabbet edip sosyalleşecekler. Alternatif olarak da önümüzdeki beş ay boyunca Ayşe Arman'ın hamilelik serüvenini tüm ayrıntılarıyla okuyacaklar. Ve tabii ki söz konusu buluşun basındaki ilk uygulayıcısı İclal Aydın'ı kutsayacaklar. Bendeniz de fasulyeyi ıslak pamuğa sarıp büyüme sürecini kaleme alma projeme hız veririm böylece. Neyse dönelim mevzuya. Dürüst olmak gerekirse hayatımda hiçbir konu veya girişim için gönüllü olmadım. Ya tehditle ya da bir çıkar uğruna gönüllü olmuşumdur. Tam mecburi gönüllü durumu Mecburi gönüllü hizmetlerimden biri lise yıllarında gerçekleşti. Babasını kaybetmiş ve rol model bulmakta zorlanan altı yaşındaki bir erkek çocukla takılmam istenmişti. Aksi taktirde dünya var olduğu sürece psikoloji dersinden geçemeyeceğimi çok iyi biliyordum. Birinin beni model alması?!.. Bunun çok iyi bir fikir ve arzulanan bir durum olduğunu düşünmesem de muhalefet etmedim gelecek kaygıları yüzünden. Hiçbir şey öğrenmese sakal traşı nasıl olunur ( o yaşta bile Taliban sakalı bırakacak kadar gürdü), altılı kuponu nasıl doldurulur, okul nasıl kırılır ve Kanarya'nın kupa maçına nasıl gidilir gibi hayati öneme haiz konularda ufkunu açabilirdim. Haftada, yanlış hatırlamıyorsam, üç dört saat Deniz'i geldiği kreşte ziyaret etmeye başladım. Agresif bir çocuktu. Sürekli mevzu çıkartıp sağa sola arada bir de bana dalardı. Sonra iyi dost olduk. Rock mikrobunu enjekte ettim ama aşı pek tutmadı. O yaşta biri için fazla gürültülü gelmiş olabilir. Ama futbola fazlasıyla ilgili olduğunu hatırlıyorum. Arada bir kafa bulurdum Utana sıkıla aşık olduğu kızı anlatmaya bile başlamıştı. Gerçi Deniz'i ben aşık etmiştim o kıza. Dolduruş her zaman işe yarar!.. Dersten geçtim, mezun oldum ve Deniz'i bir daha görmedim. O deneyimin Deniz'e bir faydası olup olmadığı konusunda şüphelerim var. Bana faydası oldu mu? Bilmiyorum. Oturup keşkül kıvamında, duygu yüklü "arada bir onu düşünürüm, acaba ne yapıyordur" diye geyik yapamayacağım. Tek söyleyebileceğim, o yıllarda Deniz arkadaşım olmuştu ve onunla vakit harcamak iyi hissettirmişti beni.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|