|
|
50 yılın birikmiş hasarı
Yıllar öncesine değil, herkesin rahatlıkla hatırlayabileceği 90'lı yıllara gidelim. İstanbul'un hafif metroya kavuştuğu günlere... Hafif Metro İstanbullu'nun hizmetinde ve her gün bir kaza haberi geliyor. Bir gün yaya, bir başka gün at arabasına, çöp arabasına ve otomobiller çarpan Hızlı Tramvay'ın bu serüvenini o günlerde, Cumhuriyet Gazetesi bir kazadan hareketle, 'Hızlı Tramvay Yine Hızını Alamadı' başlığı haberleştirmişti. Sonra giderek, yayalar, otolar, Hızlı Tramvay'ı işletenler sisteme alıştı, aksaklıklar giderildi ve kazalar azaldı. Raylı sistemin hizmeti ve faydaları konuşulmaya başlandı. Ulaşım sektöründeki sistemler arasında ekip çalışmasını gerektiren demiryolu, deniz taşımacılığı ve havayollarında yenilikler, kapasite büyümesi ciddi deneyimleri, hizmete geçilmeden önce testleri zorunlu kılmaktadır. Bu sebeple karayollarında meydana gelen bir kazayla diğer ulaşım sistemlerindeki kazaları kıyaslamak mümkün olmaz. Ekip çalışmasını gerektiren ve sistemli hareketi zorunlu kılan ulaşım modlarında kapasitesinin yüzde 25 üzerinde büyütülmesi ya da büyümeye başlaması veya yenilikler ciddi riskleri beraberinde getirir. Üst üste meydana gelen tren kazalarına olayın bu tarafıyla da bakmak gerekir. Yolcu, trafik ve gerekse araç bakımından demiryolu, havacılık sektörü ve denizyolundaki yükselmeler dikkat ister. Zira bu gelişmelerin paralelinde teyakkuzda olunmadığı taktirde kazalar arda arda gelmektedir. 50 yıldır ihmal edilen TC Devlet Demiryolları'nı (TCDD) şaha kaldırmanın güzel olması kadar, beraberinde getirdiği üzücü kazalar da kötü ve unutulmaz yanını oluşturuyor. Dolayısıyla ekip çalışması gerektiren ulaşım sitemlerinde genel müdürden en basit çalışına varıncaya kadar tüm personeli çarkın bir parçası olarak görülür. Başarısızlıklar hadise bazında bir kişiye fatura edilemeyeceği gibi, verimlilik de tüm ekibin katkısı olduğu unutulmamalı. TCDD'den hareketle, Türk Hava Yolları (THY) Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) gibi kuruluşlarında daha dikkatli olması gerekir. Mesela, Türkiye'de havacılık sektörü son bir yıl içinde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın desteğiyle patlama gösterdi. Ancak, sektörü denetleyen Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün kadrosunda ve kalitesinde hiçbir değişiklik olmadı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nde durum aynı. TCDD'de yapılan atılımlara paralel olarak, denetim, kontrol ve gelişmelerin güvenlik tarafında benzeri durgunluk söz konusu.
|