| |
Kadınlardan kâşif çıkmaz
Bakın kadın düşmanlığı falan yaptığım yok. Sadece iki cins arasındaki farklılıkları dile getirmeye çalışıyorum. Onun için bu tip yazılar yazınca n'olur vıdı vıdı mail'leri atmayın. Kadının üstünlüğüne inanan bir dar gelirliyim ben ve kötü bir niyetim yok. Gelelim meselemize... Bildiğiniz üzere geçen hafta SABAH'ın sponsorluğundaki Donanma Kupası'na katılmıştım. Bindiğim Dolphin'le açık denizlere yelken açmış, otuz saatlik uzun ve meşakkatli bir yolculuk sonunda Çengelköy-Bozcaada etabını başarıyla geçmiştik. Bozcaada-Çeşme etabını gazeteye yazı yetiştirme telaşı yüzünden pas geçip karayolunu tercih ettim. Ancak bu kez yolculuğumu üç kadınla birlikte yapmak durumunda kaldım ve şu sonuca ulaştım: Kadınlardan kaşif çıkmaz! Gelelim nedenlerine. Çanakkale-Çeşme arası arabayla taş çatlasa dört saatlik bir yol. Ve biz bu mesafeyi neredeyse sekiz saatte aldık. Otuz saatini suda geçiren biri olarak bana koymadı açıkçası. Antrenmanlıydım. Sıfır homurtuyla Seul'e kadar gidecek direncim ve sabrım vardı. Ancak yol boyunca gelişmeleri de kaygıyla izleme hakkını kendimde saklı tuttum... Altınoluk'ta durma ve kızlardan birinin baba ziyareti. Ve onu beklerken diğer kızların hadi denize girelim arzusu... Aşağı yukarı bir saatimizi yedi. Daha yola çıkalı yarım saat olmasına rağmen bunu bir nevi çay ve ihtiyaç molası olarak mütalaa ettim. Biraz erken ama sorun değil. Daha sonra diğer bir yol arkadaşımdan Ayvalık'ta Ayvalık tostu yeme ve sevgiliyi görme talebi geldi. Katılımcılar tarafından memnuniyetle karşılandı. Benim için de bir sorun yok. Dediğim gibi antrenmanlıyım. Dahası Ayvalık tostu yeme konusunda çekincelerim olmasına rağmen, seven gönüllerin kısa süreliğine de olsa buluşmasına itirazım olmaz. Bir buçuk saatlik bir patinaj da Ayvalık'ta gerçekleşti. Aliağa çıkışında kızların Serdar Ortaç ve Niran Ünsal kaseti alma ihtiyaçları dayanılmaz noktaya geldiği için bir mola daha verdik. Allah'tan Walkman'im var. Her şeye katlanabilirim, bu kara yolculuğu beş gün daha sürebilir ama Serdar Ortaç'a dayanabileceğimi sanmıyorum. Buna gerçekten gücüm yok. Niran Ünsal kim, onu bilmiyorum zaten. Muhtemelen Memedim Zeynep ekolünden biri. Memedim Zeynep'i nereden bildiğimi bilmiyorum! Kasetler alındı, benzin takviyesi yapıldı ama marş basmıyor. Araba bozuldu bu sefer. Neyse uzun lafın kısası İpek Yolu'nu kat etmiş gibi oldum bu kısa mesafeli yolculukta. Yedi erkek bir tekneyle doğal şartlara karşı koyarak hedefe ulaşabildik. Ama üç kadınla birlikte neredeyse sürekli olduğumuz yerde kaldık. Keşifler çağında gemilere neden kadın almadıklarını şimdi çok iyi anlıyorum. Uğursuzluk getirdikleri bence palavra. Eğer bu yolculuklara kadınlar alınmış olsaydı hala eski dünyada yaşıyor olurduk. Düşünün, babalar çıkmış yola yeni yerler bulmaya, kadınlar tutturuyor, "falanca adada duralım ananas yiyelim", "filanca yerde duralım manzarası çok güzel", "Ay buranın ipeklileri çok meşhur, baharat falan da alırız"... Bilmem anlatabildim mi?
|