Denizle barışmak
SABAH-Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kupası için bir milim dahi nemi olmayan Çeşme'deyiz... Törenin yapıldığı alan tıklım tıklım dolu. Yarışa 50 tekne ile 500'e yakın denizci katılmış. Aralarında Deniz Harp Okulu öğrencileri de var. Ortama, tam bir amatör ruh hakim. Herkes birbirini tebrik ediyor, kupalarını havaya kaldırıyorlar. İstanbul'dan Çeşme'ye kadar olan güzergahta yaşadıklarını esprili bir şekilde aktarıp kahkahalar atıyorlar. Aralarında bayan denizciler de var... "Etrafı denizlerle çevrili Türkiye'de, insanımız denize küs" söylemi Çeşme'deki kupa töreninde tekzip ediliyor. Zaten son yıllarda Yatçı Lisansı ve Amatör Denizci Yeterlilik Belgesi alanların sayısındaki artış da bunu kanıtlıyor. Sadece Ankara'da son yıllarda Amatör Denizci Yeterlilik Belgesi alanların sayısı 6 bin civarında. Bozkırdan bu kadar çok kaptan çıkarken, kıyı şeridinde, özellikle de İstanbul, İzmir ve Antalya'da ehliyet alanların sayısında büyük patlama yaşanıyor. Bunlar, bir asra yakın aradan sonra Türk insanının denize yüzünü tekrar döndüğünü gösteriyor. Kıyı şeridinde yaşayıp da yüzme bilmeyen, "derya içinde olup da deryayı bilmeyen balık misali" olan insanımız denize sonunda hiç değilse ayağını sokma cesaretini göstermeye başlamış.
Yeni kurallar Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı'nın son dönemdeki çalışmaları da buna katkı yapmış. Denizciler arasında özellikle Deniz Ulaştırma Genel Müdürlüğü'nün son yıllarda gösterdiği gayretten övgüyle söz ediliyor. Yeni uygulamaya konduğu için tartışmalar sürüyor olsa da deniz taşımacılığının kuralları ilk kez disiplin altına alınmış. Yönetmelikle, deniz araçlarında yıllardır yaşanan ticari ve amatör kavramı yerli yerine oturtulmuş. Geçmişte konan birçok sınırlama da kaldırılmış. Örneğin, geçmişte 18 grostona kadar tekne kullanma izni verilirken, yeni getirilen düzenlemede bu 150 grostona (üç otobüs boyu) çıkarılmış. Yani, 30 metreden uzun teknelerin de kullanımına olanak sağlanmış.
14 yaşında kaptanlık Gençlerin tekne kullanımını özendirici düzenlemeler de getirilmiş. Her ne kadar eleştiri konusu yapılmış olsa da 14 yaşındaki gençlerin de sınava girmek ve dümende iken yanında bir büyük kişinin bulunması koşuluyla amatör denizci belgesi almasına olanak tanınmış. Son yıllarda sürat motorlarının birçok kişinin denizde ölümüne neden olduğu anımsandığında, 14 yaşındaki bir gencin dümende bulunması eleştiri konusu yapılabilir. Karayollarında 18 yaşına girmeyen kişilere ehliyet verilmezken, daha tehlikeli olan denizde bu yaştaki bir kişinin belge almasına tepki konulabilir. Ancak, tutkunun bu yaşlarda başladığı anımsanırsa, aslında gençlere de denizi sevdirmek açısından önemi de unutulmamalıdır. Ayrıca, yeni getirilen düzenlemeyle vergi kaçakçılığının da önüne geçilmiş. Bir şirket üzerinden tekne alıp, daha sonra bunu ticari amaçlı kullanmanın önü kesilmiş. Eğer bir kişi şirketinin üzerinden tekne aldıysa, kiralama yapmadan kendisinin kullanımına olanak sağlanıyor. Ancak bunu ticari amaçlı kullanmak istiyorsa, vergisini de vermesi gerekiyor. Sadece denizcilikte değil, kaliteli tekne yapımında da Türkiye büyük bir aşama kaydediyor. Bir zamanlar, İngiltere, Fransa, ABD veya İtalya'dan tekne ısmarlanırken, son yıllarda tersine dönüş gerçekleşiyor, Türkiye'deki irili ufaklı tersanelere sipariş verilen tekne sayısında geometrik artış yaşanıyor. Koylar, mavi yolculuk yapan teknelerle dolu. Bu, herkes birbirini denetlediği için kullanılan deniz ve koyların korunmasını da beraberinde getiriyor. Önüne gelen herkes istediği yere sintine basıp gidemiyor, koyda yaktığı ateşle veya kendisine yer açmak amacıyla hektarlarca ormanın yok olmasının da önüne geçiliyor. SABAH-Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kupası'nda gemi adamlarına kupalarını verirken, Türk insanının denizle barışına da tanıklık ediyoruz.
|