| |
|
|
Vur dedik, öldür demedik
Abuk seyirci ikiye ayrılır... Birinci tipin derdi futboldan keyif almak, takımını desteklemek değildir. Pozisyon ne olursa olsun onun amacı küfretmektir. (İnsanın içinden herifin ensesine bir tokat patlatmak gelir.) Tabii bir de samimi ama cahil seyirci vardır. 'Kadınlara ofsayt kuralını anlatmak, deveye hendek atlatmaktan daha zordur' denir ama inanmayın. Ben ofsaytın ne olduğundan habersiz nice erkek seyirci tanıdım. İşte bu açıdan bakıldığında 'Maraton' programının önemli bir işlevi vardı. Tartışmaları pozisyonları defalarca tekrar ederek 'soyut' kuralların, 'somut' koşullara nasıl uygulanacağını gösteriyordu. Böylece seyirci dolaylı olarak eğitilmiş oluyordu. Hoş Erman Toroğlu bazen aşırıya kaçıyor... Nihayetinde bir insan olan, dolayısıyla hepimiz gibi hataya açık olan hakemlerin üstüne fazla gidiyordu. Tabii Şansal Büyüka onu dengeliyordu ama birçok kişinin aklında Toroğlu'nun 'bitkisel' esprileri kalıyordu. Şimdi... Siyasilerin, kulüplerin, kanallar arası anlaşmaların etkisiyle... 'Maraton'un yayından kaldırıldığını öğrendik. Bitmedi. Ayrıca pozisyonların ileriye ve geriye alınarak analiz edilmesi de engellenecekmiş ki... İşte bunu kabul edemiyorum. "Hakemleri acımasızca eleştirmeyin" denebilir. Bunun için tedbir alınabilir. Programcılar uyarılır. Tamam, bütün bunları anlarım. Ama bir kanalın neyi, nasıl göstereceğine, yayıncılık ve ahlak kurallarına uyduktan sonra, kim karışır? Hem bilinçsiz seyirciden yakınıyoruz... Hem de onu az buçuk eğitecek araçları yok ediyoruz. Yanlış!
|