Ayarları kaçmış
Bir kesim var ki onların Türkiye gerçekleriyle alakaları kalmamış. Sayıları az ama en göz önünde de onlar. İstanbul'da ikamet ediyorlar. Geçimlerini sahne üzerinden ve televizyon ekranından sağlıyorlar. Bu insanların ayarları fena halde kaçmış. Para mevhumları kalmamış. Bir de hiç dayak yememişler. Ağızlarından çıkanı, kulakları işitmekte zorlanıyor. Hayvan gibi ciplere binip, "Hani ödediğin vergi?" diye sorulduğunda, "Ayol şunun şurasında ne kazanıyoruz ki?" diyorlar.
Gözümüz yok bize ne, ne kazanırlarsa kazansınlar da, o kendilerine avuç avuç akıtılan paraları bir de küçümsemiyorlar mı? Salı gecesi yapacak daha iyi bir işim olmamasına rağmen (ne acı!) 'şimdi kısa bir ara' rezilliğine şahit olmamak için Popstar'ı izlemedim. Olanları daha sonra gazeteden öğrendim. Yarışmanın başından beri yapımcılarla aralarında geçen para anlaşmazlığını canlı yayına taşımaya özen gösteren İbrahim Tatlıses geleneği sürdürmüş. Yalnız bu kez her zaman yaptığı gibi açık açık "Para vermezseniz şarkı söylemem" dememiş de aldığı ücrete çekirdek nohut parası muamelesi yapmış. "Ben bu jüri üyeliği işini para için yapmıyorum, aldığım para topu topu 200 milyar TL." demiş. O, İbo Şov'dan vakti zamanında bölüm başına 40 milyar lira alıyormuş. Bu para neymiş ki? Yani adam, 200 milyarı paradan saymıyor. Bu ülkede... Utanmadan... 200 milyar da alır, 2 trilyon da..
Takdir mercii biz değiliz. Bu paraları dağıtan ve ünlü taifesini şımarttıkça şımartan enayi yapımcılar düşünsün. Bizi ilgilendirmez. Ama sonra böyle endazesi kaçmış biri çıkıp da insanla dalga geçer gibi "200 milyar para değil" derse, bu ilgilendirir. Ve de fena halde sinirlendirir. "Hööössst!" dedirtir. (Not: Höst: Bir kimseyi uyarmak için kullanılan kaba seslenme.Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, Cilt 1. Sayfa 1007.)
Hurmalar tırmaladı Ah almaktan çok korkarım. Çünkü benim ahımın tuttuğu insanların başına neler geldiğini görüyorum. Özellikle oturup kimseye beddua etmem ama. O kötü söz ve temennilerin, günün birinde havada dönüp dolaşıp tıpkı bumerang gibi beni bulacağından korkarım. Ama benim canımı haksız yere yakanın ardından da, en azından "Seni Allah'a havale ediyorum adam! ya da kadın, artık ne cinsse eleman", derim yani.. Yalan yok. Erol Aksoy'a dediğim gibi. Tıpkı enayi yerine konan tüm "Cine 5 depozitosu mağdurları" gibi. Okuduk ki Aksoy'un tüm eşyaları toparlanıp götürülmüş, tüm mal varlığı ve 38 şirketine el konulmuş. Yalıda birkaç parça eşyayla bir tek Cine 5 bırakılmış. Artık o dekoderi nasıl münasip görürse öyle kullansın kendisi. Mazlumun ahını almamayı belki bu geçmiş yaşından sonra öğrenir.
|