| |
Esnaf da AB'ye uyum sağlamak zorunda..
Sadece yasaları değiştirerek AB'ye uyum sağlayamayız.. Kriterleri yerine getirmemizin fazla bir önemi yok.. Önemli olan zihniyetin değişmesidir.. Çek Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanı Havel, ülkesinin AB serüvenini anlatırken şöyle diyordu: 'Yasaları değiştirmek kolaydır. Oturur, çalışır yaparsınız. Önemli olan uygulamada değildir. Zihniyet devrimini gerçekleştirmektir. Toplumun değişmesini sağlamaktır. Biz en çok bu konuda zorlandık.' Birey olarak, işletme olarak uyum sağlama çabasına girmezsek, biz de bir hayli zorlanırız.. Bakın.. Önceki gün bir dava sonuçlandı.. Balçova'daki bir kafeteryada beş kişinin yanarak ölmesiyle sonuçlanan dava bitti.. Mal sahibi 'Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek' suçundan 3 yıl 4 ay hapis ve 297 milyon lira para cezasına çarptırıldı.. Sanık tahliye edildi.. Yargı tarafını bir kenara bırakalım.. Benim üzerinde durmak istediğim konu başka.. Bu, İzmir'de yaşanan ikinci kafeterya faciasıydı.. İki üç ay önce yine bir kafeteryada yangın çıkmış, 9 kişi yaşamını yitirmişti.. Bu olay kafeterya sahiplerine ders olsaydı ikincisi yaşanmaz, 5 kişi daha yaşama veda etmezdi.. Kafeterya sahipleri ilk yangından sonra ne yaptı? Kaçı 'Bizim de başımıza böyle bir olay gelebilir' diye düşündü? Kaçı önlem aldı, kaçı eksiğini giderdi? Veya ruhsatı verenler sıkı bir denetim yaptı mı? Kafetaryanın sahibi ses üst kata geçmesin diye her yanı elyafla kaplamasaydı, belki de facianın boyutu bu kadar büyük olmazdı.. 'Yangın çıkarsa müşterileri nasıl tahliye ederim' diye düşünse, o beş kişi bugün hayatta olabilirdi.. İşte bu yüzden zihniyet değişikliği şart.. En küçük kahvehane işletmecisi bile 'Buraya insanlar gelecek' diye düşünmeli.. Hatta çay ocaklarının da AB standartlarına uyması gerekiyor.. Olay sadece güvenlikle bitmiyor.. Verilen hizmetin kaliteli, yiyeceklerin sağlık koşullarına uygun, çalışanların tertemiz olması da çok önemli.. Çünkü orada insana hizmet veriliyor.. Kötü bir yönümüz var.. Hep başkasını suçlar, hiç aynaya bakmayı denemeyiz.. Adamın taksisi vardır, içi leş gibidir, temizlemez, ilgilenmez, buraya insan oturacak demez.. Ama aynı adam, gittiği lokantanın pis olmasına kızar.. Adam her türlü hileyi yapar, artık etle yemek yapar, yiyene vereceği zararı düşünmez.. Ama aynı adam, aynı yaklaşıma maruz kalınca kalayı basar.. Değiştirmemiz gereken yönümüz bu.. Herkes önce kendine bakacak, sonra karşısındakine.. Herkes kendini AB'ye hazırlayacak ki Türkiye AB'ye girsin.. Basit gibi gelebilir ama karşıdan karşıya geçmenin bile, araç kullanmanın bile standardına uymalıyız..
|