| |
AKP medyaya nasıl bakıyor?
Yazıya bir hafta ara verdim, medya ile siyasal iktidar arasında tartışma konusu olan iki önemli gelişme oldu.. Başbakan iki olay da da medyayı sert dille eleştirdi.. Medya da sessiz kalmadı, hemen tepki gösterdi.. Tatilde olduğum için yazamadım.. Ama iyi de oldu.. İnsan tatildeyken, üyesi olduğu medyayı bile farklı bir gözle izliyor.. Biraz okur gibi düşünebiliyor.. Öncelikle şunu belirteyim.. Başbakan'ın her iki olayda da medyayı suçlar bir ifadeye girmesine gerek yoktu.. Çünkü sinirlenmesini gerektirecek bir ortam yok.. Başbakanlar genellikle işler ters gittiği zaman, hükümetin bir ayağı çukura girmeye başladığı zaman sinirlenir.. En küçük olaylara bile aşırı tepki gösterir.. Hiç kimse Türkiye kötüye gidiyor diyebilir mi? Hayır.. Bu hükümet gidici diyen bir Allah'ın kulu var mı? Yok.. O zaman Başbakan niye bu kadar sinirlendi? Bence bunun temel bir nedeni var.. AKP, medyaya hala farklı bakıyor.. Kendilerinin kuyusunu kazmaya niyetli bir kurum olarak görüyorlar.. En küçük bir eleştirel yaklaşımı AKP'ye, hükümete yönelik topyekun bir saldırı olarak algılıyorlar.. Gazetecilere, iktidarı vurmak için pusuya yatmış kişilermiş gibi bakıyorlar.. Bu yüzden tepkileri, alışılmış üslubun sınırlarını aşıyor.. Aslında böyle bir durum sözkonusu değil.. Tamam, kabul ediyorum.. Medyada her şeye kötü demek için bekleyen yeminli AKP düşmanları var.. Ama kabul etmeleri gerekir ki, her şeye iyi demeye niyetli AKP destekçileri de var.. Bu da çok normal.. Ama medyanın geneline baktığımızda, hepsi de AKP'ye karşı saf tutmuş değil.. İyi yapılan işler alkışlanıyor, doğru bulunmayanlar eleştiriliyor.. Ama o alkış da o eleştiri de o konunun sınırları içinde kalıyor.. Gelelim örneklerimize.. Milletvekillerine Toplu Konut İdaresi tarafından bedeli alınarak konut yapılacağı haberi medyada yer alınca, Başbakan Erdoğan çok sinirlendi.. Haberin yanlış olduğunu, kasıtlı olduğunu söyledi.. Bu haberi yazan gazetecinin hükümete yönelik ne kastı olabilir ki? Milletvekillerine bedeli karşılığı konut yapılması hükümeti neden yıpratsın ki? Toplu Konut İdaresi yapmamalı, yaparsa yanlış olur denilebilir.. Başbakan da çıkar, 'Toplu Konut İdaresi yapmayacak, milletvekili arkadaşlarım isterse kooperatif kurar, istedikleri yerde konut yaptırırlar' der, olur biter.. Benzer bir olay da tren kazasından sonra yaşandı.. Girmek istediğimiz AB'de böyle bir olay yaşansa, Ulaştırma Bakanı'nın, davullu-zurnalı törenle başlattığı hızlandırılmış tren projesi kısa bir süre sonra rayından çıkarsa, o bakan istifa eder.. Siyaseten eder.. Gazeteci, AB standardının gereği olan bu konuyu gündeme getirince Başbakan neden bu kadar büyük alınganlık gösterdi, anlamadım.. Kendi bakanını feda etmek istemediği için mi? Etmek istemiyor olabilir.. Bunun da yolu belli.. O soruya 'Olay daha çok sıcak, soruşturma tamamlansın; hem idari olarak hem siyaseten gereğini yapacağım' dese, olay bu hale gelmeyecek.. Ama Başbakan o soruyu, sipere yapmış gazetecilerin yaylım ateşine başlama işereti olarak görüyor.. İlk kurşun olarak değerlendiriyor.. Bu yüzden sinirleniyor.. Ama böyle değil.. Böyle bakmasa, kendi de rahatlayacak biz de.. Sinirler gerilmeyecek..
|