| |
|
|
Profesörün üniversiteli oğlu sanatçıyı öldürdü!..
TCK'da yeni düzenlemeler yapılıyor. Toplumda kodlanan adıyla "maganda kurşunu" atanlara "hoş geldin" denmeyecek artık. Çünkü; "Halkta korku ve panik yaratacak şekilde silahla ateş eden kişilere altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilmesi" hükme bağlandı. Peki ama halkta korku panik yaratacak kişiler sadece magandalar mı? Yani zır cahil, densiz, düşüncesiz, ipsiz sapsız adamlar bu korkuların yegâne müsebbibi mi?
Hiç yoluna Ne yazık ki bunun böyle olmadığı dün bir kez daha ve çok da acı bir biçimde kanıtlandı. Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı Bolayır Beldesi'nde, İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçısı, aynı zamanda Kanal D'deki "Zümrüt'' adlı dizinin oyuncularından İsmail Hakkı Sunat öldürüldü.
Tahsilin aldığı cehalet Cinayeti işlediği iddiasıyla gözaltına alınan kişi kim peki? O da bir maganda mı? Hayır. Tam aksi; bir doktora öğrencisi tetiği çeken. O çocuk ayrıca değerli bir ailenin çok da iyi yetişmiş evladı. Genç yaşta katil (zanlısı) olan bu delikanlının babasını kamuoyu gayet yakından tanıyor. O kişi önemli bir partinin kurucu başkanı ve öğretim üyesi.
Küçük çoçuğum var!.. İddialara göre bu cinayetin ardında yatan neden ise çok çarpıcı. Bolayır'daki müstakil evinde tatilini geçiren Sunat, gece geç saatlerde yüksek sesle müzik dinleyen yan komşusu yüksek lisans öğrencisi İ. F. Ö. ve "hepsi okumuş çocuklar olan" arkadaşlarını, müziğin sesinden rahatsız olduğu gerekçesiyle uyarıyor. "Küçük çocuğum gürültünüzden uyuyamıyor. Biraz sessiz olun" diyor.
Sonuç kanlı Ancak tartışma büyüyor, sinirler geriliyor. Yine bir iddiaya göre tiyatrocu Sunat eve gidip kurusıkı tabancasını alıp korkutuyor gençleri. Panikleyen arkadaşlarını korumak için hemen ruhsatlı silahına davranan ev sahibi Ö. art arda 9-10 el ateş ediyor tiyatrocu Sunat'a. Sonuç, kanlar içinde yere yığılıp ölen bir sanatçı ve olaydan hemen sonra yakalanıp gözaltına alınan bir doktora öğrencisi. "Gürültüye gitti!.." Maganda kurşunlarına 2 yıl hapis vermek caydırıcı olur inşallah. Ama biz, okumuş-yazmış, mürekkep yalamış insanların bu hezeyanlarını, bu kanlı heyecanlarını bu saldırganlıklarını, vurup kırmalarını, kurşunlarını tabancalarını nasıl durduracağız? Kelimenin tam anlamıyla "gürültüye giden" genç bir tiyatro sanatçısının ardından biraz da bunları düşünmeliyiz sanki.
Susma sustukça!.. Bir de sormalı, sorgulamalıyız mesela; "Bir Devlet Tiyatrosu sanatçısı neden kurusıkı silah taşır? Bunu bir komşu kavgasında neden gerçek bir silah gibi teşhir edip, panik yaratır? Bir diğer gençte, 24 yaşında ve doktora öğrenimi yapan o delikanlıda ruhsatlı silah ne arıyor? Bir ufak ağız dalaşında o tabancaya sarılacak, şarjör boşaltacak kadar asabi yapıdaki bir insana bu ruhsatı kimler, nasıl veriyor?" Van'dan Çanakkale'ye bir patırtı bir kütürtüdür, bir sapla saman karışımıdır ki almış başını gidiyor. Herkes bülbül olmuş, dut yemiş susmuş duruyor. Ayıp oluyor, yazık oluyor, günah oluyor.
|