| |
|
|
Yatağa alınacak erkeklerin türüne göre özgürlük tanımı
Bekir Coşkun benim sevdiğim, beğendiğim bir meslektaşım. Onunla birlikte yaptığımız Urfa gezisini, anlattığı Urfa öykülerini hiç unutmam. Üstelik Türk müziğini hem seven, hem de icra eden bir kişi Bekir Coşkun. Yani kökü mazide olan atideki insanlardan. Dün Hürriyet'teki yazısını okurken şaşırdım. Kimbilir nasıl öfkelenmiş ve sonunda kendinden başka biri olmuş "Özgür Kadın" diye bir şeyi tarif ederken. Mesela şunları, özgür kadını tanımlamak için söylemiş: "Özgür kadın; modern yaşamdır. Çatal-bıçak demektir. Çağdaş kadın için; insanın karnında zikir edecek diye her gün bulgur yenilmez. Ne de sadece erkeğin canının istediği bir cuma gecesi sevişmenin kerameti vardır. Özgür kadın temizdir. Öyle kirli çorapları, kokan ayakları, tıraşsız yüzü, gülyağından parfümü olan erkeği sokmaz yatağına." Neye öfkelenmiş acaba diye araştırmaya gerek yok. Yazısının sonunu okuyunca, öfkenin nedeninin "Türban" olduğunu hemen anlıyorsunuz. Şöyle bitiriyor yazısını: "Özgür kadın çağdaşlıktır. Çünkü özgür kadının doğurup büyüttüğü çocuklar gericiye asla ümmet olmazlar. Ne dergahlara müşteri çıkar özgür kadının yetiştirdiği çocuklardan, ne tarikatlara mürit, ne de gericiye oy verecek saflar... Bu yüzden; gerici özgür kadını sevmez. Kadın özgür olsun istemez. Ve onu örtmek, kapatmak, susturmak, bastırmak için çarşafa-türbana sarmak ister. 'Türban' diye tutturmaları bu yüzdendir. Gericinin sonudur özgür kadın..." Sade türbansız kadınların değil, değişik kesimlerden pek çok erkeğin de türban takıntılı olduklarını yadsıyamayız. Bekir Coşkun da bunlardan biri. Ancak bu türban veya örtünme meselesi, uzun yıllardır sosyologların, siyasal bilimcilerin irdeleyip, çözüm bulmaya çalıştıkları, anlamak için uğraştıkları bir konu. Örneğin bazı sosyologlara göre, evlerine kapatılmış kadınlar, örtünerek sokağa çıkabildiler, toplum yaşamına, eğitime, siyasete karıştılar. Yani İslam'ın bastırılmış kadını, örtünerek "Özgür Kadın" oldu... Doğru ya da yanlış olabilir bu yorumlar. Ama olay ciddi ve toplum katlarını sade bizde değil, tüm dünyada derinine ilgilendirip tartıştırıyor. Bekir Coşkun zekasındaki ve onun kadar Anadolu kültürüne yakın bir gazetecinin, bir anda öfkelenip, olayı "Kim kimleri yatağına alır" noktasına taşıması şaşırtıcıdır. Özellikle kendilerini özgür zanneden başı açık kadın ve tıraşlı erkeklerin fazlaca bulunduğu bir toplumda, özgürlük kriterlerini böylesine daraltmak, herhalde uzlaşma ve demokrasi kültürüne fazla katkı sağlamayacaktır.
|