| |
|
|
Çukurova cıvıl cıvıl
GELELİM ikinci üniversiteye, ikinci rektöre ve anılara. Baba toprağına gittim geçenlerde. Orada. Adana'da yani, gezip dolandığım süre içinde baba kentimin üniversitesini de gezme ve inceleme fırsatı buldum. Çukurova Üniversitesi'nde gördüklerim çok mutlu etti beni çook gururlandım...
Baraja bak Türkiye'nin belki de en güzel kampus üniversitelerinden biri olmuş Çukurova. Seyhan Baraj Gölü kıyısındaki üniversiteye yapılan çalışmalarla helal çektirecek gelişme göstermiş. Sordum. Tam 30 bin öğrencisi varmış buranın. Akademik ve idari personeliyle birlikte 40 bine yaklaşıyormuş nüfusu. Hale bakın ve sayın ki küçük bir kent sanki. Öğrenciler keyif içinde geziyor ama haber değeri yok. Böyle bir yere gamlı baykuşu atsan o bile hoş beş olur valla talla...
15 milyon Huyumdur. Bir kente gittiğimde kerterizi sağlık kurumlarından alırım önce. Nabız tutmak için hastaneyi görüp çok şeyi anlamak mümkündür; tecrübeyle sabit. Soluğu üniversitenin Balcalı Hastanesi'nde alışım da o yüzden. Şaşırmayın ama aşağı yukarı 15 milyon kişinin hizmetinde bu hastane. Düzen gayetle iyi, disiplin ve hizmetin kalitesi oldukça yüksek.
Sabancı adı Dolaştıkça görüyor gözlüyorum. Eğitim alanında yapılan atılımlar, sağlık alanındaki gelişmeler, spor tesislerinin sayısının bunca çoğalması Çukurova Üniversitesi'ni tercih başı yapan öğrenci milletinin sayısını arttırmış elbet. Sakıp Sabancı'nın adının verildiği bir Spor ve Sergi Sarayı yapılmış ki, görmelisiniz. Çok kısa sürede, az bir maliyetle tamamlanan Spor ve Sergi Sarayı tam bir saray gibi olmuş, adına yakışır şekilde...
Bu ne hız hoca? Bunları da görünce gidip Rektörü; Prof. Dr. Yalçın Kekeç'i yani sarılıp, öpüp, kucakladım. Sadece kendisi de değil hocalarının hızına yetişmek için bin gayret gösteren o altın kadroyu, çalışkan ve fedakâr ekibini de kutlamak gerek. O nedenle gecikmeli bir "bravo" çekiyorum onlara buradan. Bravo Yalçın Kekeç. Bravo Çukurova kadrosu...
|