| |
|
|
Otizm ve kredi kartı
Geçen gün şezlongun üstünde oturuyordum. Omuz çantamdan sigara almak istedim. Çantayı kucağıma yerleştirdim. Cırt cırtını açtım. Tam o anda, yanı başımda, bir gölge, bir kütle belirdi. Allah Allah! Bu ne? Başımı sağa çevirdim. 7-8 yaşlarında bir oğlan. Gözlerini dikmiş, çantama bakıyor. "Ne oluyor adamım" dedim, "ne istiyorsun?" Bana aldırmadı. Bakışlarını çantamdan ayırmadı. Atmaca gibi bekliyordu. Çantanın fermuarını açmaya başladım. Sonra durdum. "Eee, ne oluyoruz" dedim. Tınmadı. Önemsemedi. Çantanın açılmasını merakla, coşkuyla, heyecanla bekliyordu. Derken babası geldi. Özür diledi. Durumu anlattı. Başıma dikilen oğlu 8 yaşındaydı. Yeni yeni konuşmaya başlamıştı. (Kulak kabarttım: 'Anne, baba, ver, al' türü kısa ve kesin kelimeler dışında başka bir şey söylemiyordu.) Çocuk kredi kartlarına meraklıydı. Bir kredi kartı görmesin... Hemen atılmak ve onu kapmak istiyordu. Evde 300 tane kredi kartı vardı. Eğer kardeşi bunlardan herhangi birini alırsa... Anında fark ediyor ve bağırıp çağırmaya başlıyordu. Sanırım bir otizm vakasıyla karşı karşıyaydık. Ancak bundan daha kötü bir durum söz konusuydu. Çünkü bir süper markette... Bir kadın.. Yandaki kasada aldıklarını kredi kartıyla ödemeye çalışırken... Bizim velet kadının kartını alıp kaçmıştı... Manzarayı gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz? Kapkaçın, gaspın her gün gazetelerde haber olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Ve bir çocuk kartınızı alıp kaçıyor. Anne babasının ne kadar zor durumda kaldığını tahmin edebilirsiniz. Otistik arkadaşıma artık kullanmadığım, tarihi geçmiş bir kredi kartımı verdim. Sevinç çığlıkları atarak kaptı, kaçtı. Ama 15 dakika sonra sıkıldı. Yeni kartların peşine düştü. İçimizi bir hüzün bastı.
|