NATO mermer...
Boğaz kıyılarındaki NATO toplantısının en "yararlı" yanı, Türkiye'nin ve özellikle İstanbul'un "turistik" değerlerine tüm dünyanın dikkatini çekmesiydi. Bu anlamda en önemli katkılardan birini "Green Peace" eyleminin sağladığını söyleyebiliriz. Boğaz köprüsüne asılan pankart sırasında dünya televizyonlarına yansıyan görüntüler olağanüstü bir "Boğaziçi" fotoğrafı içeriyordu. Ayrıca alınan güvenlik önlemleri, İstanbul'un turizm açısından en "negatif" yanı olarak bilinen "trafik keşmekeş"ini de kendiliğinden ortadan kaldırmıştı. Mümkündür ki "önemli misafirlerimiz" İstanbul'u hep böyle zannetmişlerdir. Ki bu da iyi bir şeydir. Ehh... Hava da güzeldi... Ne çok sıcak, ne çok serin... Güneşte kıvamında!... Ayrıca... "Yorgun" delegasyonların toplantılar sonrası tanıştıkları ve tanışacakları "İstanbul geceleri"ne dair izlenimleriyse işin cabası olacaktır. Yemek üzerine ekmek kadayıfı!...
*** Zirvenin içeriğine gelince... Sonuç ne yazık ki İstanbul kadar "ışıltılı ve parlak" değildir! Evet...Yayınlanan bildiri NATO'nun "yıldız"larını, Avrupa'nın gökyüzünden "Ortadoğu'nun ufuk çizgisi"ne kadar taşımıştır. Lakin... O yıldızların Ortadoğu'ya ışığını vermesi mümkün görünmüyor. Çünkü... Yayınlanan bildirinin içeriği ışıltısız, enerjisiz ve boştur. Bomboş!.. Tam da "tekaütlük" çağını yaşarken "Ortadoğu"ya açılmaya karar veren NATO'nun Ortadoğu'ya bakışı; bölgenin "gerçek dinamikleri"nden "habersiz" ve bölgenin asıl sorunlarına "kayıtsız"dır. Ortadoğu'da varolan sorunları Irak, hele hele Afganistan üzerinden çözmeye kalkışmanın "akıntıya kürek çekmek" olduğunu bilmeyen var mı? Irak'ta hatta Afganistan'daki krizlerin kaynağında bile "Ortadoğu"daki "temel sorun"un yattığını bilmeyen var mı? Filistin sorununu çözüme kavuşturmadan bölgede ve dünyada kalıcı "barış"ın sağlanamayacağını ve uluslararası terörizmin önlenemeyeceğini bilmeyen var mı? Bilmeyen yoksa; bu zirve neden "Filistin zirvesi" olamadı öyleyse? Neden Filistin sorununu çözme taahhüdünde bulunmadı NATO bildirisi? Neden Fransa Cumhurbaşkanı dışında öteki liderler Filistin sorununun altını kalın çizgilerle çizmediler? Hatta, neden öncelikle ve sadece "Filistin" konuşulmadı boğaz kıyılarında? Afganistan ve Irak'a NATO askeri yığılınca dünyanın daha güvenli bir dünya olacağına kim inanıyor ki?
*** İşin aslı şudur: "Hasta"nın kalp damarları tıkalıdır. Operasyon kalbe yapılmalıdır. Tıkalı damarlar açılmalı, kan dolaşımı yeniden sağlanmalıdır. Oysa NATO kalbi bırakıyor, hastanın "elini-ayağını" güçlendirmeye çalışıyor. Hastanın "yüzüne-gözüne" estetik yapıyor. Tansiyon haplarıyla tansiyonu düşürmeye çalışıyor. O arada... Kalp teklemeye devam ediyor... Enfarktüs "şiddet"li krizlerle vuruyor. Şiddetli... "Şiddet" gövdenin her yanında "ölümcül" oluyor. NATO'ysa, boğazın güzelliklerine dalmış, seyrediyor... Çırağan'ın mermerleri gibi "hareketsiz" kalıyor... Mermerleri gibi...
|