| |
AB'nin deprem kriteri yok mu?
5 büyüklüğündeki deprem can alır mı? İran'da alır.. Afganistan'da alır.. Maalesef bir de Türkiye'de alıyor.. Ahmet Mete Işıkara Hoca ile dün beraberdim.. Adım adım Anadolu'yu dolaşıyor.. Ağrı'daydı.. Kars, Iğdır ve Ağrı'da konferanslar vermiş.. Öncelikle Doğubayazıt depremini konuştuk.. 5.2 şiddetinde deprem bir köyü yok etti, 18 can aldı.. Işıkara Hoca 'Doğu'daki bütün köyler tehdit altında' diye söze başladı; 'Doğu taş yığını evlerden kurtulmadıkça bu felaketleri daha çok yaşarız.' O zaman Doğu'yu yeniden ele almaktan, tehdit altındaki köyleri yeniden inşa etmekten başka çare yok.. O evler öyle kaldığı sürece, çoğu yerde kayda değer deprem bile sayılmayan sarsıntılar, bizde can almaya devam edecek demektir.. Peki Işıkara Hoca il il dolaşarak ne yapıyor? Anlattı.. Vali yardımcılarına, kaymakamlara, okul müdürlerine, sivil savunma görevlilerine şunları anlatıyormuş: 'Deprem olacak mı sorusunu bir kenara bırakın' diyorum.. 'Deprem olacak. Bu ülkede her 12 ayla 17 ay arasında 6.3 büyüklüğünde deprem olma olasılığı yüzde 60'ın üzerinde. Bir kere bunu bilelim. Ben korunma kürtürü bilinci vermeye çalışıyorum.' Işıkara Hoca depremle mücadeleyi dört maddeye indirmiş.. Güvenli ev.. Evin içindeki objelerin sabitlenmesi.. Deprem sırasında doğru davranış.. Zorunlu deprem sigortası.. Evin sağlam değilse, diğer şıkları yapsan ne olur yapmasan ne olur dedim.. 'Olur mu' diye itiraz etti.. 'Ev yassı kadayıf haline gelirse yapılacak bir şey yok. Ama ağır hasar alırsa diğer şıklar devreye giriyor. Gölcük depreminde ağır hasarlı evlerin sadece yüzde 5'i yassı kadayıftı. Evin içindeki objeleri sabitlemişsen, deprem sırasında kendini korumayı öğrenmişsen, hayatta kalırsın. Ama bununla da bitmiyor.' Neden? 'Adam ağır hasarlı evinden çıkıyor. Üç gün boyunca kurtulduğuna dua ediyor, dördüncü gün kara kara düşünmeye başlıyor. Çünkü başını sokacak yer, elinden gitmiş. İşte bu noktada da devreye sigorta giriyor. Fazla bir para da değil. 100 metrekarelik betonarme binanın sigortası yılda 77 milyon. Karşılığı 35 milyar liralık teminat.' Işıkara Hoca 20 il dolaşmış.. 20 ilde de bunları anlatmış.. "Ağrı'dan ayrıldığım gece deprem oldu" diyor.. Hoca diyor ki: 'Bu kadar çok deprem yaşayan bir ülkede, bu kadar kötü yapılaşma olamaz. Kendilerini uyardım. Bir kere Iğdır'ın yeri yanlış. Adapazarı gibi.' Hoca okul müdürlerine anlatıyor.. Müdürler öğretmenlere.. Öğretmenler öğrencilere.. Profesör Işıkara'nın hedefi öğrenciler; yani bir sonraki kuşak.. Neden mi? Deprem her zaman olacağına göre, öncelikle bu bilincin yerleşmesi lazım.. Hoca'ya göre deprem bilinci yerleşmeden mücadeleye başlamak çok zor.. Bir örnek verdi.. Erzurum'da bir çocuk 'deprem çantası hazırlamıyor' diye babasını şikayet etmiş.. Işıkara diyor ki; 'Çocuk okulda ne yapması gerektiğini öğrenmiş. O kültürü almış. Evde büyüklerine de öğretmeye çalışıyor. Şimdi o çocuk büyüyünce, tarlanın ortasına yedi katlı bina dikmez. Çünkü bilincine, o binanın mezarı olabileceği işleniyor. Bizim amacımız da bu.' İşin acı tarafı şu: Artık çoğu ülkede 6-6.5 büyüklüğündeki depremlerde bile insanların burnu kanamıyor.. Biz hala 5 şiddetine teslim oluyoruz.. Keşke depremin de bir AB standardı olsaydı.. Kopenhag Kriterleri gibi, deprem kriterleri de getirselerdi.. Biz de uyum için bu konuda da kolları sıvasaydık.. 5 şiddetindeki depreme 18 can verip dünyaya haber olmazdık..
|