| |
|
|
Ahmet Altan'ın sessiz devrimi
Beylik laftır.. Bizim insanımız okumaz, bu ülkede kitap satmaz.. Elimizde bir ölçü yok.. İnsanların okuyup okumadığını bilmiyoruz.. Ama somut bir şey var; bu ülkede kitap satmaz lafı tarihe karıştı.. Geçen ay sessiz bir devrim oldu.. Kitap sattı.. Ahmet Altan'ın kitabından söz ediyorum.. 'İçimizde Bir Yer'den.. 250 bin basıldığını duyunca, abartılı rakam dedik.. Yanılmışız.. Sattı.. Hem de bir günde sattı.. İkinci baskı 350 bin, üçüncü baskı 450 bin.. Bir ayda bir milyon.. Dün yayınevine sorduk.. Bir milyon kitabın 812 bini satılmış.. Demek ki kısa süre sonra hepsi bitecek.. Devrim değil mi? Peki işin sırrı ne? Bence iyi kitabı ucuza satmak.. Kötü kitap ucuz da olsa satmaz.. Bedava verseniz bile kimse dönüp bakmaz.. Şimdi diyeceksiniz ki, bir günde 250 bin sattığına göre okur iyi kitap olduğunu nereden biliyor? İkinci, üçüncü baskıları anlarım.. Kitap elden ele dolaşsa, hakkında eleştiriler çıksa, kulaktan kulağa yayılsa, tamam.. Çıktığı gün, daha kimse okumadan nasıl bu kadar sattı? Soruyorum.. Ahmet Altan adı, iyi kitap olduğunun teminatı değil mi? Demek ki okur iyi yazardan, iyi kitaptan anlıyor.. 'İsyan Günlerinde Aşk'ı okuyanlar, 'Kılıç Yarası Gibi' ile tanışanlar, 'Aldatmak' ile farklı bir tartışmaya katılanlar, 'İçimizde Bir Yer'in de aynı lezzette olacağını baştan hissetmişler.. Çıktığı gün kitapçının yolunu tutmuşlar.. O zaman, 'Kitabın okunup okunmadığını bilmiyoruz' sözünü de düzeltmemiz gerekiyor.. İnsanlar kitap okuyor.. Okumasalar, Ahmet Altan'ı nereden bilecekler? Ahmet Altan kitap konusunda tek röportaj vermedi.. Kanal kanal dolaşıp reklamını yapmadı.. Farklı bir politika izledi.. İlk kez yazar değil, kitap ön plana çıktı.. Bu bir rekor mu? Rekor.. Sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da rekor.. Avrupa'da bir milyon satan kitaplar parmakla gösteriliyor.. Olayın bir başka boyutu daha var.. Ahmet Altan'a biraz haksızlık ettik galiba.. Medya nedense yeteri kadar ilgi göstermedi.. Sıradan bir olaymış gibi geçip gitti.. Devrimin altı çizilmedi.. Gündem yoğunluğu, üst üste yaşadığımız çalkantılı olaylar desem; pek öyle değil.. İnandırıcı olamam.. Galiba olayın önemini kavrayamadık, kitap satmaz saplantısı beynimize öyle bir işlemiş ki, sattığını bile görmek istemedik.. İlgisizliğimizin başka bir açıklaması olabilir mi? Tabular yıkıldı.. Bu konuda da Kopenhag kriterlerini tutturduk.. Kitaba değer veren ülkeler arasına girmeye başladık.. Ahmet Altan bunu tek başına başardı..
|