| |
AB'nin kapısını İstanbul'da açtık
Tek kelimeyle anlatmak gerekirse; değdi.. İstanbulluların, İstanbul'u terk etmelerine değdi.. İstanbul muhteşem bir zirveye evsahipliği yaptı.. Organisazyon mükemmeldi.. Zaten bütün liderler İstanbul'dan da Dolmabahçe ve Topkapı Sarayı'ndaki yemekten de çok memnun kaldıklarını belirttiler.. Atmosferden büyülendiklerini söylediler.. Liderlerin, üç dinden ilahilerin okunduğu 'Lirik Tarih' gösterisini dakikalarca ayakta alkışlamalarına, memnuniyetlerinin dışavurumu olarak bakabiliriz.. Özellikle ABD Başkanı Bush'un konuşması için seçilen yer dört dörtlüktü diyebilirim.. Bush'un, Galatasaray Üniversitesi'nde, arkasına cami, köprü ve Boğaz'ı alarak Ortadoğu'ya seslenmesi, tarih düşülecek bir olaydı.. Türkiye'nin dünyadaki konumunu bundan güzel anlatan bir görüntü herhalde olamaz.. O görüntü ile Bush'un sözlerinin örtüşmesi, hafızalardan çok uzun süre silinmeyecek.. Bush böyle bir atmosferde çağdaş Türkiye'nin köprü rolünün altını çizdi.. Mükemmeldi.. Sadece zirve organizasyonu değil, İstanbullular da mükemmeldi.. İnsanlar 'Bize ne zirveden' diyerek eski alışkanlıklarını sürdürmediler.. Büyük bir olgunlukla zirveyi kabul ettiler.. Kent merkezinden uzak durarak trafik karmaşası yaşanmasına engel oldular.. Zirve süresince iki köprü de tarihin en rahat gönlerini yaşadı.. Sokaklar bomboştu.. Peki Türkiye'nin kazanımları bu kadar mı? Sadece tanıtım mı? Hayır.. Türkiye, AB yolunda da çok güçlü destekler aldı.. Almanya Başbakanı Schröder, 'Bu yılın sonunda Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanması' gerektiğinin altını çizdi.. '41 yıl önce verdiğimiz sözü yerine getirmeliyiz' dedi.. Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, Türkiye'nin geri dönülmez bir yolda olduğunu belirtti.. İtalya ve İngiltere de zaten Koopenhag Zirvesi'nden beri Türkiye'ye tam destek veriyorlar.. Almanya- Fransa engeli bir türlü aşılamıyordu.. İstanbul Zirvesi'nde gördük ki, bu engel artık aşılacak.. Türkiye 24 Aralık'ta tam üyelik için tarih alacak.. Geri dönülmez yolculuğuna çıkacak.. Peki bu başarı kimin? Kuşkusuz AKP hükümetinin.. Başbakan Erdoğan'ın.. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Gül'ün.. Demek ki istenirse oluyormuş.. İki-üç yıl öncesine kadar 'Olmaz, imkansız' diye nitelendirilen bir çok değişikliği yaptılar.. AB ile uyum konusunda pek eksiğimiz kalmadı.. Sıra uygulamada.. Bu noktada da Başbakan Erdoğan'ın şu sözüne katılıyorum.. Erdoğan diyor ki: 'Zihniyetin değişmesi gerekiyor. Bu, hemen olacak kolay bir süreç değil. Zaman gerekiyor.' Doğru.. Zaten müzakere süreci de bunun için var.. Ben İstanbul Zirvesi'nin AB yolunda çok önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum.. Türkiye, AB kapısını İstanbul'da açtı..
|