| |
Çarşamba günü gel..
Bazen herkesin gündemi birbiriyle çakışır ya İstanbullular da böyle günlerden birini yaşıyor.. Herkes birbirine soruyor.. 'Pazartesi işe nasıl geleceksin.' 'Beşte yola çıkacağım.. Ya sen.' 'Öğlene doğru işe gitsek ne olur ki.' 'İşte çalışmayı yollarda sürünmeye tercih ederim.' 'En iyisi arabasız çıkmak.' 'Arabasız çıkarsan yanarsın, otobüs mü bulacaksın ki.' En zor durumda olan Yeşilyurt ve Yeşilköy'de yaşayanlarmış.. Florya üstünden E-5'e ulaşabilirlerse ne ala.. İkinci alternatif tren.. Trenden inince de yürü Allah yürü.. NATO bölgesi ya, taşıtların girişi yasak.. İstanbul'un karşı yakasında oturanlar da yandı.. Deniz ulaşımı olmayacağı için karşı yakaya geçmek için geriye iki köprü kalıyor.. Köprüler zaten normal günlerde tıkalı.. Pazartesi günü ne olacağını kestirmek zor değil.. Evleri NATO bölgesinin içinde kalanlar ise hem şanslı, hem şanssız.. Şanssızlar.. Evlerine, işyerlerine gitmek için yürümenin dışında başka bir alternatifleri yok.. Tabii güvenlik bariyerlerini geçmeleri, ikide bir aranmayı göze almaları gerekiyor.. Şanslılar.. Çünkü iki gün çekecekleri eziyetin karşılığını şimdiden aldılar.. Yolları bir kez daha asfaltlandı, kaldırımları boyandı, çiçeklendi.. Yani eli yüzü düzgün hale getirildi, iyi bir makyaj yapıldı.. Sonuçta nerede oturursak oturalım, iki gün burnumuzdan soluyacağız demektir.. Böyle bir zirve bir tatil yöresinde olsaydı da İstanbullu bu eziyeti çekmeseydi diyenler çoğunlukta.. Ben aynı kanıda değilim.. Kırk yılda bir bu kadar büyük bir organizasyona imza atıyorsak, dünya liderlerini ağırlıyorsak, bu ağırlamayı Dolmabahçe Sarayı'nda, Topkapı Sarayı'nda yapmamız doğal değil mi? Dünyanın en güzel kentini tanıtmak için iyi bir fırsat değil mi? Ama insanlara, 'Önemli konuklar ağırlayacağız şu yolları kapattık, ona göre davranın' demek de yanlış.. Okullar kapalı.. Çalışması zorunlu olmayan kamu personeline de iki gün idari izin verilseydi, yaşanacak hengâme daha kolay atlatılırdı.. İşe gitmek zorunda olanlar daha az eziyet çekerdi.. 'İkide bir izin olur mu, ne gereği var' demeyin.. Biz dört günden dokuz güne çıkarılan bayram tatillerini çok gördük.. Pazartesi günü pek çok kamu kuruluşunda öğlene kadar iş yaptıracak kişi bulamazsınız.. Öğleye doğru gelenlerin de aklı dönüş yolundadır.. Sonra siz zaten o kamu kuruluşuna ulaşamayacağınıza göre pazartesi ve salı günleri adı konmamış bir tatil yaşayacağız.. İşler istesek de istemesek de yavaşlayacak.. Çünkü herkes yapacağı işi çarşamba gününe erteledi bile.. İnanmıyorsanız herhangi bir emniyet amirliğine gidin.. Örneğin oto ruhsatını tescil ettirecek kimseyi bulamazsınız.. Çünkü bütün polisler görevde, hepsi sokakta.. Orada nöbetçi bırakılan görevlinin ise ağzından bir tek cümle çıkıyor.. 'Çarşamba gel.' Evime hırsız girdi deseniz bile; 'Çarşamba gel' diyorlar..
|