| |
|
|
Tayyip Erdoğan, umulandan daha iyi bir başbakan oldu!
Türkiye'deki düzenin bozukluklarından, sonsuza kadar yakınabilirsiniz. Hepsi de, büyük ölçüde doğrudur. Ama şu anda, Haziran 2004 tarihi itibariyle, "Türkiye sahipsiz, yönetimsiz bir ülke" diyemezsiniz. Bir gerçeği, açık ve seçik biçimde seslendirmeliyiz. Başbakan Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarı, ülkeyi iyi yönetiyor. Özellikle, Avrupa Birliği hedefine uzanan yolda, adeta hatasız bir gidiş var. Gerekli Anayasa değişiklikleri... Kıbrıs'ta çözüm konusunda izlenen akılcı politika... "Kürt Realitesi"nin kabulünün, sancısız biçimde yaşanması. Irak ve İsrail-Filistin benzeri Ortadoğu sorunlarında, duygu yerine aklın ağır bastığı bir politika izlenmesi. Hem komşularla, hem müttefiklerle sürdürülen istikrarlı ilişkiler... Bütün bunlarda, Erdoğan ve ekibi, gerçekten müthiş başarılı. İç politikada da, çeşitli tahriklere rağmen, anlamsız polemiklere girmiyorlar. İnatçılık yerine faydacılık, şu andaki hakim çizgileri. Ekonomide, ihracat artıyor, enflasyon düşüyor. IMF ile ilişkiler sağlıklı bir zeminde. "Kamu Borçları" adı verilen ve kronikle- şen sorun, şu anda bir sıcak krizin ateşleyicisi gibi görünmüyor. Herhalde bu konuda da, radikal adımlar atılması için, arayışlar sürdürülmekte. Tabii ki Türkiye'nin kemikleşmiş yapısal bozuklukları, oldukları gibi durmaktalar. Ama çok yakın geçmişte, hem bunlar, hem de kötü ve kararsız yönetim, birlikteydiler. Kabul etmemiz gereken bir gerçek var. Recep Tayyip Erdoğan, tahmin edilenden daha yetenekli, daha kararlı, daha vizyonlu ve daha usta bir politikacı olarak, hem Türk siyasetinde, hem dünya politikasında bir yıldız gibi parlamakta. Hiç olmazsa, gelecek genel seçime kadar bu gerçeği kabullenip, Erdoğan'ın başarılı olmasından ülke olarak yararlanmak, aklın gereğidir. Tabii ki bu süreçte muhalefet muhalefetliğini, medya eleştiri görevini yapacaktır. Elbet Tayyip Erdoğan'ın partisi, Türk seçmenlerinin çoğunluğu tarafından desteklenmiyor. Ama Erdoğan Hükümeti, bütün Türkiye'nin hükümetidir. Eğer Bonapartist, militarist, anarşist falan değilseniz ve "Demokrasi" ile "Meşruiyet" kavramlarına saygılı iseniz, bu gerçeği de kabullenmek zorundasınız. Hiç unutmayın... Şu anda her an bombaların patladığı, sosyo-politik yeniden yapılanma sancılarının çekildiği Ortadoğu, Türkiye coğrafyasının da bir öğesi. Veya, her metrekaresi çözülmemiş sorunlarla dolu ve sıcak ihtilaflara konu olan Kafkaslar da, aynı konumda bizim için. Böyle bir çevreden sıyrılıp, sağ salim ve bütünlüğünü koruyarak, başka bir jeo-politik ile, yani Avrupa Birliği ile kaynaşmaya gidiyor Türkiye. Bu yolculukta, Tayyip Erdoğan, ustaca davranıyor. Bu bir şanstır. Partililiğin çok ötesindeki bir olgudur bu. Dilerim bunun değerlendirilmesi iyi yapılır. "Kronik Tatminsizlikler", bu yolculukta başımıza iş çıkarmaz!
|