Bulaşıcı hastalıklar kapımızda
Yaz mevsimi, bulaşıcı hastalık riskini artırıyor. Uzmanlar önlem olarak şu uyarılarda bulunuyor: Ellerinizi iyi yıkayın, temiz su içtiğinizden emin olun. Çöplerinizi kapalı tutmaya özen gösterin...
Yaz mevsimiyle birlikte ortaya çıkan tatil ihtiyacının yanı sıra, kapımıza dayanan sıcak ve nem, vücudumuzu bir hayli zorluyor. Bu sebeple, tatil rehavetine kapılmamaya özen gösterin. O güzelim eğlence planları, tatilde başlayıveren bir karın ağrısı, ishalli bir hastalık ile zehir olabiliyor. Metabolizmalarını yaz saatine ayarlamakta en çok zorlanan grup ise, yaşlılar ve çocuklar. Sıcak ve nemden en çok onlar etkileniyor. Yaz mevsiminde, yaşlılar ve çocuklar için farklı beslenme planları, farklı kıyafetler gündeme geliyor. Sağlıklı beslenme, özellikle bu aylarda önem kazanıyor. Bu yazı dizimiz, sizin için tam bir rehber niteliğinde olacak. Yaz mevsimini lehinize çevirmek için önerilerimize kulak verin. Pişman olmayacaksınız...
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Mehmet Uğurlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafik yapı ve mevsime ait özellikler nedeniyle, enfeksiyon hastalıklarının çok çeşitli dağılım gösterdiğini açıkladı. Uğurlu, havaların ısınmasıyla birlikte su ve besinlerle bulaşan hastalık etkenlerinin yaygın olarak görüldüğünü söyleyerek, önlem alınmadığı taktirde toplumda nadir görülen hastalıkların bir anda salgın boyutlarına ulaşabileceğine dikkat çekti. Su ve besinler yoluyla bulaşan hastalıkların genellikle ağız yoluyla alındığını, sindirim yoluna yerleştiğini ve enfeksiyona yol açtığını belirten Uğurlu, enfeksiyonların en sık belirtilerinin; karın ağrısı, ishal ve kusma olduğunu söyledi.
ÇÖPLER KAPALI KOVADA BİRİKMELİ Uğurlu, su ve besinlerle bulaşan hastalıklardan korunmak için, ellerin bol su ve sabunla yıkanmasını, sağlıklı ve yeterli su temin edilmesini, temiz olduğundan emin olunmayan suların kaynatılarak veya klorlanarak kullanılmasını istedi. Uğurlu, şu uyarılarda da bulundu:
* Tuvaleti kullandıktan sonra mutlaka sifonu çekin. Tuvalet kâğıdı kullandığınızda parmakların kirlenmemesine dikkat edin.
* Karasineklerle mücadele için evde çöpleri kapalı kovalarda biriktirin.
* Bebekler mutlaka anne sütü ile beslenmeli.
* Çiğ yenmesi gereken sebze ve meyveleri, temiz su ile iyice yıkadıktan sonra yiyin.
* Pişirilerek yenen yiyecekleri güvenli bir şekilde hazırlayın ve buzdolabında saklayın.
* Seyyar satıcılardan çiğ yenen gıdaları almayın.
* Kabuklu deniz ürünlerini temiz yerlerden alın.
* Karın ağrısı, ishal ve kusma belirtileri ortaya çıkarsa, hekime başvurun.
* Hasta olduğunuz dönemde bulaştırıcı olacağınızdan, etrafınızdakileri koruma önlemlerine özen gösterin.
İSHALİ GÖZ ARDI ETMEYİN Karın ağrılarını bazen ishal ya da kabızlık gibi sorunlar izleyebilir. İshalin durması için aldığınız ilaç kısa sürede etkili olmazsa, bir doktora görünmekte fayda var. Yaz aylarında bağırsak enfeksiyonları yaygınlaştığı için bu ihtimali göz önünde bulundurun. İshal kesici ilaçlarla bağırsaklarınızda bir düzelme olmazsa, doktorunuz bağırsak enfeksiyonuna karşı antibiyotik tedavisi önerebilir. Bu arada bol bol su içmeyi asla ihmal etmeyin. Sindirim sistemiyle ilgili tatil sorunlarını önlemek için kafeinli ya da sodalı içeceklere itibar etmeyin. Ağır yiyecekler ve özellikle alkollü içecekler konusunda dikkatli olmanız gerekiyor. Bol asitli, bol baharatlı yiyecekler, mide-bağırsak sisteminize zarar verebilir. Sindirim sistemi, özellikle alışkın olmadığı yiyecek ve içeceklere tepki verebilir. Dr. Mehmet Uğurlu, ishalli hastalıklar açısından riskli durumları şöyle sıraladı: "Hava sıcaklığının yüksek olduğu mevsimler, kentlerin gecekondu bölgeleri, kirli akarsu, göl ve yüzeysel suların çevresindeki yerleşim bölgeleri, anne sütü ile beslenmeyen çocuklar, düşük doğum ağırlığı ile doğan bebekler, biberon ile beslenen çocuklar, beslenme yetersizliği olan çocuklar, bağışıklık yetmezliği olanlar, aşılama hizmetinin yeterli verilmediği toplumlar, sağlıklı su temin edilemeyen yerler, tuvalet, mutfak, banyo koşulları iyi olmayan evlerde yaşayanlar, küçük ve büyükbaş hayvan ile tavuk beslenen evlerde yaşayanlar, karasineklerin yoğun olduğu bölgeler, sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamayan bölgeler."
KLOR MANTARI ÖLDÜRMÜYOR Yaz aylarında sık görülen mantar hastalığı, genelde çeşitli pomatlarla tedavi edilebildiği için pek önemsenmiyor. Oysa önlemi alınmadığı taktirde, kişiye büyük ölçüde rahatsızlık verir. Mantarlar klorlu ortamlarda ölmeyen ve denizde yok olmayan organizmalardır. Uygun bir ortam buldukları taktirde, vücudun çeşitli bölgelerine yerleşebilir ve yaşamlarını sürdürebilirler. Klorda da bölünebildiklerinden, havuzdan bulaşmaları kolaydır. Mantar hastalığı deride, özellikle renk değişikliği şeklinde beliriyor. Renk değişikliği cilde göre açık ya da koyu lekeler şeklindedir. Pullanma, kaşıntı, kızarıklık, dış kulakta kaşıntı, ağrı, acıma diğer belirtiler arasındadır. Genelde bu belirtiler pek önemsenmez. Ama mantar hastalığı ilerleyebilir ve bulaşıcıdır. Yakın temas, ortak kullanılan giysiler, çarşaflar, bu mikrobun bulaşmasına neden olan ortamlardan bazıları. Hastalık en çok; boyun, göğüs ve sırt bölgesini etkiliyor. Mantardan korunmak için kişisel eşyaların paylaşılmamasına, denizden - havuzdan çıktıktan sonra hemen duş almaya ve kurulanmaya özen göstermek gerekiyor.
|