|
|
Yorganın altına saklanmamalı
Önce Kemal Derviş'in yönetimden, sonra da Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün partiden istifaları, beni daha çok 'iletişim yönetimi' açısından ilgilendirdi. CHP'nin siyasi çizgisini ve partinin insanların gelecek beklentilerin nasıl karşılamayı düşündüklerini tartışmak, siyaset bilimcisi olmadığımız için bizim haddimizi aşar. Fakat başta Deniz Baykal ve bir iki parti sözcüsünün yerel seçimlerin hemen ardından sonuçlar üzerine yaptıkları yorumları ve sonrasında yürüttükleri iletişim çalışmaları bizim ilgi alanımızın tam ortasındadır. Bizce izlenen yol, "Ne, ne zaman yapılmaz?" konulu bir iletişim dersinde incelenecek mükemmellikteydi doğrusu! Hele son iki hafta Derviş ve Öztürk'ün istifalarından sonraki 'yönettikleri' daha doğrusu 'yönetemedikleri' iletişim ise evlere şenlik. Belki Derviş ve Öztürk'ün ayrılmalarından esenlik duymuş olabilirler. Bunu bile anlamak mümkün olabilir. Bu kişiler partinin 'âli' politikalarına ters düşmüş, hatta istifaya dahi zorlanmış olabilirler mesela... O zaman, bizi geleceğe taşıyacaklarını düşündükleri o 'âli' politikalarını anlatmaları ve bu yol arkadaşlarından neden vazgeçtiklerini belirtmeleri yerinde olurdu. Bırakın zarar görmeyi, kendileri ve CHP yarar bile görebilirdi bu iletişimden. Ama kalkıp her şeyi, hiç laf ebeliği yapmadan, herkesin net bir şekilde anlayacağı şekilde anlatmaları gerekirdi. Zorluklarla karşılaştığımızda bazılarımızın yaptığı gibi, yorganı başından aşağıya çekip, hiçbir işe yaramayan 'uyuma ve korunma refleksine' girmek, çıkış değil düşüş yoludur. Belki hemen değil. Yavaş yavaş... Fakat kesin Bu kadar vahim olmasa da benzer bir durumla Sabancı Topluluğu karşı karşıyadır. Sabancı markasını holdingler arası itibar yarışında yıllardır bir numarada tutmayı başarmış olan ve 'Doğal bir iletişim gurusu' olarak tarihe geçen Sakıp Sabancı'nın vefatınden sonra topluluğun nasıl yönetileceğini merak etmek, bu ülkede yaşayan herkesin en doğal hakkıdır. Hele on binlerce Sabancı çalışanı açısından, bu bilgi ve ona bağlı gelecek vizyonu daha da önemlidir. "İşler yürüyor işte. Ne lüzumu var ille de bunları açıklamanın!" denebilir elbette. Tabii, ileride bir gün, "Nerede hata yaptık yahu?" diye hayıflanmamak kaydıyla. İş ve siyaset hayatında bazen bazı şeyler ertelenebilir, ama iletişim asla.
|