| |
On bin metrede alışveriş olmasın... Lütfen!
Tüketim karşıtı değilim. İkide bir yazdığıma bakmayın. Hatta parasının hesabını bilmeyenlerdenim. Sadece kafaya çakarcasına dikte edilen tüketim biçimine kılım. Bir de deli gibi çalış, hırs yap, insanların kalbini kır ve bunu bir çift yeni ayakkabı için yap! Saçmaladığımızı düşünüyorum kimi zaman... Bir iş münasebetiyle yurtdışındaydım. Dönüş yolculuğunda cam kenarına dadanabilmek için erkenden check- in tezgahına çöktüm ama buna rağmen başaramadım. 28-C! Bu rakam uçağın en arkasındaki sıranın koridor tarafındaki koltuk anlamına gelir. Bir başka anlamı da yolculuğu embriyo şeklinde geçireceğinizdir. Hadi bir anlam daha yükleyelim. Uçağın bu bölümü Şattül Arab su yolu gibidir. İçki ve yemek servisi buradan başlar, burada biter, tuvaletler buradadır. Yoğun bir trafik söz konusudur anlayacağınız. Güya iyi yer kapmak için erken gittik! Allah'tan ocak sayısı Rock'un 50. yılına ayrılan Rolling Stone dergisini almışım. Üç küsur saatlik yolculuğu kolayca aşabileceğimi düşünüyordum... İçki servisi yapıldı. Sonra da yemek. "Yemek arabasının" ikide bir yanımdan geçmesinde bir sakınca görmüyorum. Maksadı belli: Vatandaşa hizmet. Ben de sebeplendim. Ama yeme içme faslından sonra yemek arabasının bir anda freeshop dükkanına dönüşmesine isyan ettim. Yani yerden on bin metre yukarıda neden ve hangi zihniyet üç kuruş ucuza parfüm sattırır ve kim alır? Vatandaşın geldiği yerde freeshop var, indiği yerde bile var! Yolcular baskı altında ve kitleler halinde tuvaletlere hücum ediyor. Ama gelin görün ki yol tıkalı. Yolun açılması için araba arkadaki boşluğa gidiyor. Vatandaş da tuvalete. Sonra araba yeniden koridora çıkıyor. Vatandaş sifonu çekip yerine geçecekken yol gene tıkalı. Araba yine arkadaki boşluğa giriyor. Bu seans defalarca devam etti. Ve bendenizde ne huzur kaldı ne de dergi okuyacak iştah. Bir ara burnuma zehir gibi acı bir koku geldi. İki aylık bir bebek belli ki altını batırmış. Annesi de altını değiştirmek üzere Şattül Arab'ın yolunu tutmuş. Aynı tören bir daha dikkatle izledim kim ne alıyor diye. Cebindeki bozuklukları değerlendirmeye çalışanlar dışında ateşli bir müşteri kitlesi yok. Bu kitleye de kılım. Bir kutu parfüm alırken ev alıyormuş gibi davranan zihniyete tahammül edemiyorum. Çıkarılan gürültü, ürkütülen kurbağaya değmiyor galiba. Girişimci bu işle zengin olmaz değil mi? THY bindiğim en iyi havayolu şirketi. Diğer havayollarıyla kıyaslandığında kusursuz bir hizmet sunuyor. Ama bu freeshop arabası, ki diğer havayollarında da var, anlaşılır bir uygulama değil. Kim icat etmişse uçağa bindirmeli ve bir fıçı bira içirtmeli. Ya da 28-C'ye oturtmalı.
|