| |
İnsafsızlık kimi zaman iyidir!
Yaşam şartları mı bizi insafsızlaştırdı, yoksa insafsızlığımız mı yaşantımızı çekilmez hale getirdi. Gel de bu cümlenin altından kalk şimdi! Yani anlatacaklarımın yanında yukarıdaki cümle fazla kalın kaçtı. Yazının tadı Mehmet Barlas kıvamında olmalı diye bekliyor insan değil mi? Başlığa onun eli değmiş gibi ama pek heveslenmeyin. Efendim Yeni Aktüel bünyesinde çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmekte. Yeni bir ekip ve buna bağlı olarak da yeni bir ruh oluşturmaya çalışıyoruz. Ancak kimi insafsızlar bu misyona büyük darbeler vurmakta. Erol Aral! Bütün zamanların en insafsız editörü olarak basın hayatına geçti. Nasıl mı? Acar muhabir Aykut Aykanat'ın aylar önce önerdiği bir Mevlana haberi. Haberin ne olduğunu hatırlamıyorum çünkü üzerinden asırlar geçti. Geçenlerde aklıma geldi de Aykut'a sordum ne oldu diye. İki sayfalık haber bu kadar bekler mi? Aykut utana sıkıla hazırladığını ama Erol Aral'ın emin olmak için Mesnevi'yi okumasını istediğini ve üçüncü cilde geldiğini söyledi. Konya'ya yerleşmeni söylemedi mi diye sordum... İki sayfa haberin mükemmel olabilmesi için yedi ciltlik Mesnevi okutuluyor Yeni Aktüel'de... Haber ne zaman çıkar onu bilemem. Ama endişelerim var. Mesela hafta sonu kaçamakları için bir gezi konusu acaba Herodot Tarihi okutularak mı hazırlanacak? Veya İran'da yeraltı gece hayatını inceleyen bir haber için Şeyhname'yi mi okutacak insafsız Erol... Aklıma geldikçe hâlâ gülüyorum. Tüm ekip gülüyor, yarılıyor hatta... Gelelim Eurovision'a. Hangi kanallar veriyor diye zapladığımda BBC'nin de verdiğini gördüm ve orada kaldım. Bundaki en önemli sebep iki BBC yorumcusu oldu. Babalar yorumcu değil adeta stand-up'çı. En insafsızından hem de!.. Gülmekten yarıldım. Aklımda kalan diyalogları aynen aktarıyorum. - Bu şarkı yarışması mı dans yarışması mı sence? - Çok emin değilim... Bu galiba bir komşular yarışması. - Norveç'in puanı neden düşük, şarkı fena değil? - Çünkü komşusu az! - O zaman İngilizler'in hiç şansı yok. Gelecek yıl Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada da katılsın. Sonra sıra Meltem Cumbul'a geldi, ona sardılar. Meltem'in İngilizce yaptığı sunumun hemen ardından BBC'li meslektaşı "değerli izleyiciler şimdi sunucu bayanın söylediklerini İngilizce'ye çeviriyorum" deyince, içtiğim kahve, kulak-burun-boğaz "üçü bir yerde"sinin felç olmasına neden oldu adeta. Şimdi bu iki insafsızlığa şapka çıkartılmaz mı? Yaşam şartları mı bizi insafsızlaştırdı yoksa insafsız olduğumuz için mi yaşantımız çekilmez hale geldi? Böyle insafsızlıklara canım kurban...
|