| |
Hortumcu kimdir?
2001 krizinden sonra Türkler, üçe ayrıldılar. Birinci kategoridekiler: Lafın cazibesinden dolayı "hortumcu" suçlamalarına hiç muhakeme yapmadan katılanlar. İkinci kategoridekiler: Bir kişinin hortumcu olarak suçlanması için, yargıyı bekleyenler. Üçüncü kategoridekiler: Kendi çıkarları için başkalarını hortumcu olarak karalayanlar. Dün hortumcu dedikleriyle bugün iş yapanlar. İsteyen istediği grupta durabilir. Ama biz, adalet, hukuk ve insanlık adına doğruları söylemek zorundayız. Masumiyet karinesi çok önemlidir. Kimseden 5 kuruş istemedim Önce izninizle kendimi biraz tanıtayım: Bendeniz, ömrü hayatımda hortumların veya pompaların çevresinde hiç gezinmedim. Hayatımda hiç kimseyle "ikili ilişki" veya "örtülü ilişki" kurmadım. Gazetecilik hayatım boyunca, hiç kimseden 5 kuruşluk bir menfaat temin etmedim. Yöneticilerim veya yanımda çalışanlar dahil, hiç kimseden de 5 kuruş istemedim. Daima olaylar, gelişmeler ve "muhakeme yöntemleri" üzerinde yorum yapmaya çalıştım. İşte bu şaşmaz "samimiyetim" sebebiyle gelişmeler 3.5 yıldır ortaya koyduğum yorumları giderek daha fazla doğruluyor. A ile B arasındaki fark? Şimdi, ikisinin de bankalarına el konulmuş, her ikisinin de bankaları sebebiyle Hazine'ye yük binmiş iki şahsı ele alalım. Bu kişilerden biri A olsun, diğeri B olsun... Bankasına el konulan A'nın, sonuçta, cebinde beş kuruş parası kalmamışsa, yurt içinde veya dışında hiçbir banka hesabından parası yoksa ve de aleyhinde, "para kaçırdığı veya sakladığı" yönünde hiçbir suçlama ve takibat yoksa... Bu insana, "hortumcu" denilebilir mi? Denilemez. "Sebepsiz zenginleşme" yoksa, hortumculuk da yoktur. En nihayet, bankasını iyi yönetemedi, kredileri yanlış değerlendirdi, mali durumunu zora soktu ve battı, denilebilir. Her müflis, hırsız olmak zorunda değildir. İflas müessesesi hukuki bir müessesedir. Gelelim B isimli şahsa... Tıpkı onun da A gibi, bankasına el konulmuştur. O sebeple Hazine'ye yük binmiştir. Devlet zarara uğratılmıştır. Paki ama, B isimli şahıs, daha sonra, 100 milyon dolar para bulup, nasıl yeni bir banka satın almıştır? Bir yerden kredi mi kullanmıştır? Kenarda birikmiş parası mı vardır? Ailesinden borç mu almıştır? Nedir? Ve nasıl olur da, "fakirleşmiş olan" A ile "zenginleşmiş olan" B, tam tersi bir "suçlama" ile karşı karşıya bırakılabilir? Genel yönetmenine sorsana! Malum medya grupları, A ve benzerleri için rahatlıkla "hortumcu" derken, B için "dürüst bankacı" diyebiliyorlar. Çünkü ortada kasıt var! Hem de iki kasıt var: A'yı küçük düşürme kastı ve B ile iş çevirme kastı... Nitekim aynı medya grubu, A ile iş yapmaya karar verdiklerinde "hortumcu" suçlamalarını geri çekmişlerdi de, en etkili genel yayın yönetmenleri, "Şu hortumcu lafı artık canımı sıkmaya başladı" diye makaleler döşenmiyor muydu? Sonra işler istendiği gibi yürümeyince, A isimli şahıs tekrar "hortumculuğa" terfi ettirilmedi mi? Tıpkı B'nin sonradan "dürüst bankacılığa" terfi ettirildiği gibi... Doğrusu şudur: Yazı yazarken sürekli atıp tutmayacaksın... Konuyu anlamaya çalışacaksın ve 3 metre ötedeki odada oturan genel yayın yönetmenine gidip şunu soracaksın: "Sevgili yönetmenim, sen aynı adama iki yıl önce hortumcu demekten vazgeçmiştin, için cız ediyordu. Şimdi ne oldu da, bize yine hortumcu diye saldırmaya başladık, bana şunu biraz anlatsana!.." Ama bu doğru yoldur, yapmazlar, yapamazlar. Oligarşik basın diktasında, işler ruhuna uygun yürütülür. Patronları da mahkeme kapısında gazetecilere fetva verir.
|