| |
|
|
Avustralyalı hödükus
Gelişmiş ülkelerin insanlarının da gelişmiş olduğunu varsayarız. Yani eğer bir ülke teknoloji, refah, organizasyon kapasitesi açısından ileri gitmişse... Sanırız ki insanları da nezaket, ahlak, samimiyet gibi konularda yetkin hale gelmiştir... Yok öyle bir şey... Tamamen yanlış! Irak'taki işkence olayı o varsayımların doğru olmadığını gösterdi. Tabii bu 'makro' düzeyde, dünya çapında bir olaydı. Halbuki 'ülkesi ileri, vatandaşı geri' örneklerine 'mikro' düzeyde de rastlıyoruz. İşte basit bir örnek. 27 yaşında, bilişim sektöründe çalışan Avustralyalı bir gençle internet üzerinden satranç oynuyorum. Arzu edenler rakiplerine mesaj gönderebiliyor. Kapışmaya biraz olsun 'insancıl', 'sıcak' bir boyut katmak için adamıma, "Bizim milli futbol takımı ülkenize geliyor" diye mesaj attım. Ne cevap verse beğenirsiniz: "İkinci cümle olarak da, bizim futbolda krampon topladığımızı, buralara gelip kıçımıza sıkı bir tekme yapıştıracağınızı yazacaksın değil mi?" Haydaaa! Bu agresyon da nereden çıktı? Şaşırdım kaldım. "Buna değil Tuncay, Yıldıray, Nihat; 'Ayraniç' dahi fazla" diye geçti içimden.
|