Sait Faik'i okumadan...
Ölümünün 50'nci yılında Sait Faik Abasıyanık'ı anıyoruz. 1906'da doğan büyük yazar 11 Mayıs 1954'te vefat etmişti. Bu TV ve imaj çağında, 'medyatik' olmayan, üstelik de yarım asır önce ebediyete göçmüş bir yazardan söz etmenin zorluğunu biliyorum. Ama bana inanın, Sait Faik'i okumadıysanız çok şey kaçırdınız demektir. Kuşku duyanlar için şu anekdot yeter mi acaba: Sait Faik bir gün ressam Bedri Rahmi'yi Ziba mahallesine götürüp ahbaplarıyla tanıştırır. Sanatçının İstanbul'da böyle hayatlar olduğundan haberi dahi yoktur. Girip çıktıkları yerlerde karşılaştığı, kaba saba, belalı adamların Sait Faik ile senli benli konuşup şakalaşmasına şahit olduktan sonra şöyle der: "O gün anladım ki Sait reisi tanımadan ve okumadan İstanbul'un yerlisi olunamaz." (Aktaran: Sadun Tanju) Zaman geçti. Yazar öldü. Kent değişti. Ama kitapları duruyor: Sait Faik'i okumadan ne İstanbul'un yerlisi olabilirsiniz, ne de Türçe'nin!
|