Hayat herkes için daha zor olacak
Finansal piyasalarda dördüncü haftasına giren dalgalanmanın asıl nedeni yabancıların, ABD'deki faiz artırımına hazırlık amacıyla Türkiye'den de çıkıyor olması. Bunun sonucunda da bono faizi 12 puan, dolar kuru yüzde 20 arttı, borsa ise yüzde 20 düştü. Dört haftada yaklaşık 2.5 milyar dolarlık yabancı çıkışının olduğu hesaplanıyor. Piyasalarda yabancı çıkışı ile tetiklenen kötüleşme sadece döviz, faiz ve borsa ile sınırlı değil. Bu hareketler beklentileri değiştireceğine, tüketimi ve ithalatı kısıtlayacağına, ihracatı teşvik edeceğine, yatırımları caydıracağına, büyümenin hızını düşüreceğine, Türkiye'ye kaynak girişini azaltacağına, bütçenin üzerine yeni yükler bindirdireceğine, borç stokunu artıracağına göre, herkesi ilgilendiriyor. Sermaye kadar büyüme- Bitişikteki tabloda ekonominin, dış kaynak girişi olduğu yıllarda büyüdüğü, kaynak çekilmesiyle daraldığı görülüyor. Yabancı kaynak girişi rakamları Merkez Bankası'nın ve net bazda. Büyüme rakamları DPT'nin. Tabloda 2002 yılında Türkiye'ye 7.1 milyar dolar, 2003 yılında 10.1 milyar dolar net sermaye girişi olduğu dikkati çekiyor. Büyüme iki yılda da yüzde 5'den fazla olmuş. Büyümenin en yüksek olduğu 1990, 1993, 1995, 1996, 1997 ve 2000 yıllarında kaynak girişi de yüksek. Rekor 11.9 milyar dolar ile 2000 yılında. Şimdi ise yabancılar Türkiye'den çıkmaya başladığına ve geride hâlâ portföyleri bulunduğuna göre, 2002 ve 2003 yıllarında sermaye girişiyle ekonomide yaşanan balayının yerini hayatın zorlukları alacak. Üstelik önümüzdeki dönem açıklanacak ekonomik veriler olumsuz çıkmaya devam edecek. Hem dış ticaret ve cari işlemler açığı, hem de enflasyon verileri kötüleşmeye devam edecek. Hayat herkes için daha zor olacak. Hükümetin durumu- İşi zorlaşacak kesimlerin başında hükümet geliyor. Gelişen dış şok karşısında ekonominin etkilenmesi gayet doğal. Ama hükümetin de önlem alması gerekli. Başbakan dün yaptığı konuşmada "Cari açık, kurlardaki yükselme ve dünya ekonomisinin canlanmasıyla azalacak" dedi. Demek ki kur yükselmesi var. Artan petrol fiyatları ve artan kur karşısında akaryakıt ürünlerine zam yapılmak zorunda kalınacak. Enerji fiyatları artacak. Faiz dışı fazlanın tutturulması için yeni vergiler konulmak ve devlet harcamaları azaltılmak durumunda. Hükümet ekonomide az bir çabayla çok iyi sonuçlar yaratırken, artık çok büyük çaba bile olumsuz sonuçları engelleyemeyecek. Finans kesiminin durumu- Yaşanan büyük dalgalanmanın bazı kurumlara ciddi zararlar yazdığı bir gerçek. Bazısı döviz, bazısı faiz artışından darbe yedi. Finansal yatırımcılar arasında durum biraz daha farklı. Kazançlı çıkan tek kesim döviz yatırımcıları. Onlar da geçmiş kayıplarını gideriyor. TL yatırım araçlarına ve hisse senetlerine yatırım yapan taraflar ise kayıplı. Reel kesimin durumu- Faiz yükselişinden dolayı finansman maliyetleri, kur yükselişinden dolayı ara mal ve hammadde maliyetleri artacak. Açık pozisyon yapanlar büyük zarar yazacak. Genelde kârları azalacak. İç pazar daralacak. İhracata çalışanlar ise avantajlı. Ama dalgalanma sürdükçe yatırım kararları ertelenecek. Bu da, istihdam artışını engelleyecek. Halkın durumu- Yapılacak kamu ve özel sektör zamları halkın alım gücünü düşürecek. İstihdamın artmayacak olmasının ve iç talebin düşmesinin etkisiyle reel ücretler azalacak. İşsizler iş için ümitlenmeyecek. Faiz artışı tüketici kredilerini pahalılaştıracak, döviz kuru artışı da dövizli kredilerin önünü kesecek. Kredili veya taksitli ev, otomobil ve dayanıklı eşya almak isteyenlerin maliyeti yükselecek. Ya da bu ümitlerini ertelemek durumunda kalacaklar. Sonuç- "Yazgı suçundan utansın" Latin Atasözü
|