| |
|
|
Siyaset hocası mı Siyaset erbabı mı?
Kıbrıs'ta, Kuzey'in kendini evet, Güney'in ise hayır biçiminde ortaya koymasının, kuşku yok ki, tarihi, ekonomik ve psiko-sosyolojik sebepleri var. Kaldı ki, bu iki halk, ada Türkleri ile ada Rumları, nitece de farklı halklardır. Onların yegane ortak paydası "adalı" olmalarıdır. Hiç kimse, onlardan sanki iki ayrı halk değillermiş gibi yaşamalarını istemiyor, istenemez de... Burada, asıl istenen şey; adaya kolektif demokrasinin ve kolektif refahın getirilmesidir. Kaba bir yaklaşımla, Rumlar'ın ağırlıkla hayır demelerinin sebebi, zaten AB'ye kabul edilmiş olmaları, girmelerine bir engel bulunmayışı... Türkler'in ağırlıkla evet demelerinin sebebi ise, 30 yıllık izolasyondan "bunalmış" olmaları. Ben şahsen, CHP lideri Deniz Baykal'dan, daha tumturaklı, daha tarihsel ve evrensel bir analiz beklerdim, referandum sonrasında... Biz de dahil olmak üzere herkese, bu gelişme ve değişimin altındaki sebepleri ve yeni arayışları anlatmasını beklerdim. Yararlanırdık. Çünkü benim gözümde Deniz Baykal, esas olarak bir siyaset hocasıdır!.. Tarihsel bir dönemeçte, bir siyaset hocasından, birikimli ve değerli bir akademisyen gibi analiz koyması beklenir, bu kamuoyunun hakkıdır. Fakat Deniz Bey, bir "siyaset hocası" gibi değil, bir "siyaset erbabı" gibi davrandı. Ve: "Sonuç için Rumlara teşekkür etmeliyiz" dedi. Bu yaklaşım en azından, Türk tarafındaki 200 bin insanın iradesine ve tercihine haksızlıktır. Öte yandan bu çizgi, CHP tabanına "bağımlılıktan" kaynaklanan bir partici yaklaşımdır, "oy"a yöneliktir. Deniz Baykal, sadece kendi parti tabanını önemsemiş ve "önderlik" koymak yerine, tabanın gönlünü kazanmayı seçmiştir. Kaldı ki, CHP'ye oy veren milyonlarca insanın, Baykal ile görüş birliğinde olup olmadığı da tartışıl- maya muhtaçtır. Türkiye'de, devletin en sarsılmaz ve "esnemez" kurumunun başında bulunan Org. Hilmi Özkök'ün bile, referandum sonuçlarını "en akılcı çözüm" olarak nitelendirdiği tarihsel şartlarda, Baykal'ın perspektif bize sadece "eski"yi anımsatmaktadır.
|