| |
|
|
Sakıp Ağa'ya bir borç
Sakıp Sabancı'yı yitirdik. Büyük işadamının hayata vedası, milletçe bir hüzün ve acıya sürükledi hepimizi... O çalışkan ve kararlı adamın ardından iki satır yazmak borcumu unutmuş değilim. Hem bir gazeteci hem de bu ülkenin bir vatandaşı olarak... Gazeteler ve televizyonlar, ağırlıkla Sakıp Ağa'nın "insani yönlerini" öne çıkardılar. Buna biraz da, rahmetlinin sağlığında sürdürdüğü doğal davranışları, sosyal ilişkilerindeki sıcak ve halkçı üslubu sebep oldu. Fakat bu özelliğinin, o kadar ısrarla altı çizildi ki, sanki başka zenginler onun kadar insani veya insancıl değillermiş gibi bir atmosfer oluştu. Ya da şöyle çarpık bir yansıma doğdu: "Zengindi ama insandı!.." İşte bu yansıma yanlıştı, yanlıştır. Bir tek bizim Salih Memecan, İsviçre saati gibi işleyen aklıyla, tarihe geçecek karikatüründe olayın aslını özetledi: "Kalan SA'lar bizimdir!" Sabancı, bir "başarı fenomeni" idi...
Not: Evlerden haber yok mu? Hürriyet yazarı Fatih Altaylı'ya, bir soru sorduk. Okurlar merak ediyorlar. Zeytinoğlu ailesinden satın alınan iki villa ile ilgili bir açıklama henüz okuyamadık. Bu konu çok mu önemsiz?
|