'Yunus' musunuz?
Elazığspor-Ankaragücü maçı sonrası... Son dakikada verilen penaltı yüzünden sinirler gerilmiş, seyirci tepkisini Ankaragücülü oyunculara ellerine geçeni atarak gösteriyordu. Bir yandan Şeref Tribünü'nde yumruklar uçuşuyordu. Ortam gergindi. Manzara böyleyken Elazığsporlu futbolcular hem sakin hem de şaşkınlardı. Saha içerisinde bazı kavgalar çıkmıştı ama hemen yatıştırılmıştı. İşte o anda mikrofonlar golcü Yunus'a çevriliyor. Yunus "Seyirci bunu niçin yapıyor anlamıyorum. Ankaragücü bizi hakkıyla yendi. Biz 1-0 öne geçtik ama koruyamadık. Bu sonucun olmasında Ankaragücü'nün bir suçu yok ki." diyor. (En azından bu tür şeyler söylüyor, gecenin bir yarısından sonra uykuluyken bu şekilde aklımda kaldı. Keşke normal bir saatte yayınlansa ve bütün Türkiye bu konuşmayı duyabilseydi.) Hak, hukuk, adalet ve dürüstlük... En önemlisi rakibe saygı... Bunları sadece sporda değil, günlük hayatımızda gözardı eder hale geldik. Altta kalanın canının çıkartıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Sporun hızla kirlendiği bir dönemde Yunus'un sözleri o kadar anlamlı ki... Hiçbir suçu olmadığı halde (pardon, suçları Elazığ'ı yenmek!) kafasına taş yiyen Ankaragücülü futbolcular da şaşkın. Aslında Yunus normalini yapıyor. Ama herkes bunun tersini yaptığı için Yunus yalnız kalıyor. Hayır Yunus, yalnız değilsin. Sen ve senin gibi düşünenler çok fazla. Ama seslerini çıkartamıyorlar. Gerilimin her sezon tırmandığı ligimizde Yunus'un bu hareketinin devamının gelmesini diliyorum. Geçen hafta 'Teknik direktörler hakemi aldatmaya yönelik hareket yapan oyuncularını uyarmalıdır' diye yazmıştım. Televizyon görüntüleri de gösteriyor ki, Ankaragücülü Özgür penaltı pozisyonunda kendini yere bırakmış. Hayalkırıklığına uğradım! Rize, Tuncay ve Nobre Ankaragücü-Çaykur Rize maçında Ankaragücü'nün cezalı futbolcu oynattı iddiası ortalığı karıştıracağa benziyor. Konu, hukuku çok yakından ilgilendirdiği için şimdilik yorum yapmıyorum. Ancak bu sezon hükmen galibiyet ve mağlubiyetlerde sürekli Çaykur Rize imzası görülüyor. İnsan 'kıllanıyor' tabii... Yazarımız Kazım Kanat, gözümüzden kaçan bir noktayı gösterdi bana: Tuncay, gol sevinci yaşarken korner direğini çıkarttı ve Metin Tokat'tan sarı kart gördü. Letonya-Türkiye maçında Verpakovskis gol attıktan sonra korner bayrağını yerinden çıkartıp bir tüfek gibi kullanmıştı. Maçın hakemi Fransız Gilles Veissiere sarı kartını bile çıkartmamıştı. Aynı hareketi Türkiye- Letonya maçında da tekrarladılar. Sarı kart çıkmadı. Kurallarda korner bayrağını çıkartma ile ilgili bir şey yazmıyormuş. Peki bu yorum farkı neden ileri geliyor? Ve Nobre'nin atmadığı ama Nobre'ye yazılan gol... Futbol Federasyonu Asbaşkanı Ata Aksu, 'Hakem ne yazdıysa onu kabul ederiz' demiş. Türkiye Futbol Federasyonu, çok güzel bir uygulama ile internet yoluyla bu tip bilgileri yayınlıyor. Ancak bu bilgilerde, özellikle hakemlerin gol raporlarında bariz hatalara rastlıyoruz. Artık Avrupa'da bu tip bilgilerde televizyon görüntüleri esas alınıyor. (UEFA, bu sezon Juventus-G.Saray maçındaki golü Ferrara'dan alıp Del Piero'ya vermişti.) Teknoloji çağının yaşandığı günümüzde bizce yapılması gereken de budur. Yoksa ortalık öyle bir karışır ki her önüne gelen 'Golü ben attım' der, işin içinden çıkamayız! (Hakem Tuncay'ın golüne 'Golü kaleci Volkan attı' diye yazsa da kabul edecek miydik?)
|