|
 |
 |
 |
 |
|
Hiç seks yapmadan anne baba oluyorlar
Hiç ilişkiye girmeden, seks yapmadan anne baba olmak isteyen çiftler tüp bebek merkezlerinin kapısını çalıyor. Günümüzün Meryem"lerinin sayıları giderek artıyor, çünkü onlar kızlık zarları bile zedelenmeden anne olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Kadın ve erkek evlenirler, birlikte olurlar sonra da çocukları olur. İşte herkesin bildiği bu denklem artık bozuluyor. Çiftler evleniyor, ancak birlikte olamıyorlar, hatta birçoğu evlilikleri boyunca aynı yatağı bile paylaşmadan anne baba oluyor. Tıp dilinde "vajinismus" adı verilen bu sorun Türkiye'de her yüz aileden yaklaşık 17'sinin seksten uzak bir hayat sürmesine neden oluyor. Gelişen tıp dünyası da bu ailelere yardımcı oluyor. Sorunlarını tedavi olarak çözmek yerine böyle yaşamayı tercih eden çiftler ise, rahatlıkla çocuk sahibi oluyor. Jinemed Kadın Sağlığı Merkezi Başkanı Jinekolog Prof. Dr. Teksen Çamlıbel, bu hastaların kimi zaman kızlık zarları bile bozulmadan anne olabildiklerini anlatıyor. Her ay iki-üç ailenin bu amaçla kapılarını çaldığını ve çoğunun tüp bebek sahibi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çamlıbel Türkiye'nin bugüne kadar gizli saklı kalmış en büyük sorunlarından birini, vajinismus'u anlatıyor...
* Türkiye'deki en önemli cinsel sorun nedir? Cinsel isteksizlik. Çiftler seksin aylarca akıllarına gelmediğinden yakınıyorlar. Tören gibi bir havada olması gereken cinsellik, kronik yorgunluk nedeniyle artık unutuluyor. Televizyonun da bunda büyük katkısı var; yarışmalar, diziler derken özellikle büyük şehirlerde her geçen gün seks yapanların sayısı düşüyor. İnsanlara seks ek bir iş gibi geliyor ve hemen feragat ediyorlar. Kişinin içindeki cinsel isteğin kaybolmasının altında depresyon yatabiliyor. Depresyonun ilk belirtilerinden biri zaten cinsel isteğin azalmasıdır. Kadınların büyük çoğunluğu orgazm olmada zorluk çektiği için, belli bir süreden sonra evliliklerde kadın seksi vazife olarak görüyor. Zaten bazı çiftler de vajinusmus problemi nedeniyle hiç seks yapmıyorlar ve evliliklerini böyle sürdürüyorlar.
* Hiç seks yapmadan evli kalmak çok nadir görülüyor olmalı... Amerika'da, on beş yılda ancak bir-iki tane vajinismus vakası gördüm. Zaten dünyada bununla ilgili kesin bir istatistik yok. Vajinusmus problemi yaşayan çiftlerin yüzde beş ile 17 arasında olduğu söylenir, ancak aileler için büyük bir tabu olduğundan bu konuda kesin bir istatik çıkartılamıyor. Batı'da son derece az görünen bir olaydır, tıp kitaplarında bile kısa geçer. Ancak, Türkiye gibi seksin tabu olduğu ülkelerde bu sayı bir hayli fazla. Bu sorunla birlikte yaşayan ailelerin her ay birkaç tanesi bizim kapımızı çalıyor. Çoğunun amaçları bu sorundan kurtulmak değil, çevre baskısı nedeniyle çocuk sahibi olabilmek. Psikoloji çok önemli, yapısal olarak bir sorun bulduğumuz hasta sayısı binde birdir, yani hemen hemen hiç yok gibi. Kimisi yatağa yatmaktan korkuyor, kimisi bacaklarını aralamaktan... Vajinismus; "ilişki sırasında vajinal kasların kasılması sonucu ilişkiye girememe" diye açıklanıyor ve bu durum "seks fobisi" olarak da adlandırılıyor.
BU ŞEKİLDE MUTLULAR
* Seks yapmayan aileler, bu şekilde mutlu olabiliyorlar mı? Tedavi için çaba göstermiyorlar mı? Bu sorunu yaşayanlar içinde bir grup var ki; onlar bu işi kendi kafasında çözmüş gibi. Tedavi için doktora gitmiyorlar. "Biz bu işi yapmıyoruz, yapmak da istemiyoruz. Ancak, çocuk istiyoruz" diyorlar. Seksi ve aşkı birbirinden ayırıyorlar. Sonuçta kendi kararları... Erkekten topladığımız spermleri laboratuvarda kadına verdiğimizde, birkaç denemenin bir tanesinde gebe kalıyor zaten.
* Kızlık zarı hiç bozulmadan mı anne oluyorlar? "Kızlık zarınız etkilensin mi, etkilenmesin mi?" diye soruyoruz. Kızlık zarı pamuk ipliği gibi bir şey değildir, bir hayli elastiktir. Dokunduğun zaman yırtılabilecek bir şey değil. Zarı hiç etkilemeden tüp bebek operasyonu yapmamız mümkün oluyor. Ona göre aletler kullanıyoruz.
* Doğumda kızlık zarı zaten doğal olarak yok oluyordur ama... Hayır, çünkü vajina kasılması bu kişilerde normal olmadığı için zaten normal doğum yapmasını bekleyemezsiniz. Doğum sezaryenle olduğu için kızlık zarı hiç bozulmadan anne oluyorlar.
* Neden tedavi olmayı denemiyorlar? Birçoğu denemiş, ancak başaramamış oluyor. Bu durumda bize gelen hastalarımıza "Bu işi yapın" diye bir baskı uygulamıyoruz. Tedavi eden doktor yaklaşımlarına doymuş oluyorlar. Hatta, amaçları çocuk yapmaksa, bu sorunlarının konuşulmasını bile istemiyorlar. Bu işin tedavisini isteyenleri bir ekip tarafından tedavi ediyoruz, istemeyenleri de özel yöntemlerle çocuk sahibi yapıyoruz. Aileler "Bizi zorlamayın, sadece nasıl bebek sahibi olabiliriz, bunu konuşalım" diyorlar. Biz de o noktadan başlıyoruz. Bu şekilde, bir sürü bebeğimiz oldu.
* Çiftler için hayatları boyunca bu sorunla yaşamak çok zor değil mi? Üstelik anne baba olduktan sonra? Bazı çiftler doğumdan sonra bu sorunlarını çözme konusunda çok daha cesaretli oluyorlar ve tedaviye ancak anne olduktan sonra karar veriyorlar. O zaman psikologlarımızla birlikte tedavi ediyoruz. Birkaç hafta içinde tedavi ettiğimiz ve ilişkiye girmelerini sağladığımız pek çok hasta var. Yüz çiftin, yetmiş - sekseninde tedavi başarılı oluyor.
EĞİTİMLİLER RİSK ALTINDA
* Vajinismus'un tedavisini jinekologlar mı yapıyor? Seks psikologlarıyla birlikte çalışıyoruz. Tedavi için başvuran aileleri aynı zamanda seks psikoloğumuza yönlendiriyoruz. Son derece kronik vakaların tedavisini birlikte yapabildik. Kronik derken; 25 yıldır evli olmasına rağmen hiç ilişkiye girememiş çiftlerden bahsediyoruz. Bazı hastalarda hakikaten o bölgenin çok fazla hassas olduğunu saptıyoruz. O zaman küçük operasyonlarla yardımcı oluyoruz. Ama bu, son çare olarak yapılan bir ameliyat, mutlaka etkili olmayabilir. Bu ameliyattan sonra bir ay ilişkiye izin vermiyoruz. Sonra çiftlere belirli önerilerde bulunup, yavaş yavaş bu olaya alışmalarını sağlıyoruz.
* Eşlerinin bu sorununu erkekler nasıl kabulleniyorlar? Erkeklerden cinsel tecrübesi pek olmayan çiftler var, onlar için bu olay normal algılanıyor. Kocasının dışarıda bir yaşantı kurmasına izin veren kadınlar oluyor. Devamlı değil, ancak bu ihtiyacını gidermesi için aralarında garip bir ilişki gelişiyor. "Biz çok mutluyuz, evlilik seks değildir" diye aralarında bir protokol gelişiyor.
* Daha çok hangi çevreden çiftlerde bu sorun yaşanıyor? Her çevreden insanda rastlıyoruz. Meslektaşlarımdan tutun da, kırsal kesime kadar, her eğitim seviyesinden insanda rastlıyoruz. Ancak, özellikle eğitim seviyesi yüksek çiftlerde daha sık ortaya çıkıyor. Çünkü seks kırsal kesimde hayatın bir parçası olarak daha rahat kabulleniliyor, ancak bu kişiler şehre gelip eğitim alınca cinselliklerini çok daha baskılı olarak yaşamak durumunda kalıyorlar. Hayatta her şeyi başardıktan sonra, kimi zaman "ben başaramazsam" korkusuna kapılıyorlar.
Esra TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
