| |
|
|
Spor yazarının yalnızlığı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti hikaye.. Türkiye Spor Yazarları Derneği hikaye.. Bir sivil toplum örgütü olarak güçleri sıfır, itibarları sıfır.. Bunun suçu sadece dernek yönetimlerinde değil.. Gazeteler derneklere sahip çıkmaz, onların eylemlerini en iyi şekilde duyurmak için ellerinden geleni yapmazlarsa, karanlıkta göz kırparak nereye gidilebilir ki?.. Peki meslek teşekkülleri ortada olmayınca, gazetecinin fikir, düşünce ve ifade özgürlüğünü kim sağlayacak?.. Bakın.. Özellikle spor yazarlarına yönelik tehdit ve saldırılar hızla artıyor.. Basını susturmaya yönelik dava sellerinden söz etmiyorum. Bu ayrı bir konu.. Artık en basit eleştiri cümleleri bile "Hakaret" kabul edilip davalar açılıyor.. Geçen gün Hakkı Devrim ağabeyde okudum "Nerde nasıl konuşacağını bilmeyen" anlamına "Patavatsız" sözünü bile mahkeme hakaret kabul ederse, özellikle genç yazarlar, neye güvenir de eleştiri yaparlar.. Medya "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyen yazarlardan oluşursa, bundan en büyük zararı gün gelir Yargı Erki çekmez mi?. Sırf gazeteciyi Allah'ın günü mahkeme koridorlarında süründürmek, bıktırmak, korkutmak ve bu yolla "Yazmak"tan vazgeçirmek amacı ile açılan dava selini yargıçlar nasıl fark etmez, daha dava dosyasına bakar bakmaz, hakaret ile eleştiriyi nasıl fark etmez, amacı nasıl hissetmezler anlamıyorum. Davayı niye uzatıp, fikir özgürlüğünü yok etmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürerler, çıkaramıyorum.. Bakın, yargı bir yanı ile her davayı kabullenip sürdürüyor, bir yanı ile de gazeteciye "Başının çaresine bak" diyor. Hürol Bilal, başına gelenleri, Yeni Şafak'ta anlatıyor. Okuyorum.. e-mail ile tehdit ediliyor.. "Sus köpek" diyorlar.. Hürol'u susturmak mümkün mü?. Yeni e-mail geliyor: "Kaya'nın başına gelenin daha kötüsünü göreceksin.. Haddini aştın. Bedelini ödeyeceksin.." Bu resmen, alenen ölümle tehdit.. Hürol, savcılığa baş vuruyor.. Yanıt: "Takipsizlik kararı.." "Davaya katılınmasında kamu yararı görülmemiştir.." Gazeteciye karşı açılan her davada kamu yararı var ki, sayın savcılar her davada hazır.. Ama kamu görevi yapan ve ifade özgürlüğü ANAYASA teminatı altında olan bir gazetecinin "Sus yoksa öleceksin" diye tehdit edilmesinin kovuşturulmasında kamu yararı yok..
***
Bu tehditler palavra da değil üstelik.. İşte bana yemek yerken saldırdılar. Faili meçhul.. İşte Kaya Çilingiroğlu vuruldu.. Uyudu, uyutuldu. İşte Ahmet Çakar 5 kurşun yedi.. Faili meçhul.. İşte Kazım Kanat maçtan çıkarken, hem de bir Beşiktaş Kongre üyesinin saldırısına uğradı.. Bu ülkenin en Beşiktaşlı kalemi Kazım.. Tıss.. Yarın Hürol'un başına bir şey gelirse.. Ya da Hürol "Sivil toplum örgütleri etkisiz.. Yasal güçler aldırışsız.. O zaman bana ne" der susarsa.. Ne olacak?.. Söyler misiniz ne olacak?..
|