En stratejik hayvan
Türkiye'nin bazı AB ülkeleri ile birlikte düzenlediği 'DHKP-C operasyonu' bir kere daha, terör ile gizli servisler arasındaki baba-oğul ilişkisini kanıtladı: Operasyon sırasında gözaltına alınan Özdemir Sabancı katillerinden Fehriye Erdal 'bir yanlışlık oldu' denilerek Belçika İçişleri Bakanlığı tarafından salıverildi. Bu 'vaka-ı adiye'nin altını çizelim: Türkiye, İtalya, Hollanda ve Belçika söz konusu örgüte karşı ortak operasyon düzenliyor ama içlerinden biri 'çok özel militan'ı yanlışlıkla yakalayıp salıveriyor. Şimdi de işin 'derin öyküsü' ile ilgilenebiliriz: DHKP-C'ye yönelik çalışma anılan ülkeler için tamamen değilse bile ağırlıklı olarak 'polisiye' bir etkinlik.. Doğal olarak da Türkiye'nin verdiği listedeki militanlardan Fehriye Erdal da yakalanıyor.. Sonra ise, Özdemir Sabancı'yı katlettiren gizli servis -veya servislerarası çete- devreye girip Belçika hükümetine ulaşıyor ve diyor ki: -Sakın Erdal'ı Türklere vermeyin. O sıradan bir militan değildir. Erdal, Uygar Batı için, barbarlığa karşı verilen mücadele için önemli elemandır! Onu verirsek bazı gizli işlemler çözülür ve Batı siyasi kepazelikle sarsılır. İlgili gizli servis veya servislerarası çetenin yetkilisi bire bir bu cümleleri söylemiş değildir ama içerik budur. Böyle durumlara özgü 'resmi terör jargonu', bu iğrenç işbirliğine, ancak dışkı üstündeki plastik çiçek kadar letafet katabilir! Terör örgütü ya gizli servislerce kurdurulur veya kendiliğinden kurulmuş olanlar 'ihtiyati şer kuvveti' olarak yedeğe alınır. Örgüt zaman içinde 'kurucu gizli servis' veya kendiliğinden kurulmuş ise ilk kullanıcı servisin elinden kısmen yahut tamamen çıkabilir, başka servislerin uşaklığına terfi ya da tenzil durumunda kalabilir. Zerre kuşku yok ki, terör artık devletlerarası resmi bir mücadele sistemidir. Böyle iken birtakım resmi zevat gözümüzün içine bakarak diplomasi denen uluslararası resmi yalancılık sisteminin papağanlığını yapmaya devam eder, sözde terörü lanetler, üstelik yüzsüzce bir mücadele söylemi ile gezegeni dolandırır! Belçika bu küresel dalaverede küçük bir oyuncu, hatta belki küçücük bir oyuncak! Ancak bu hafiflik bir uygarlığın sefaletini belgelemeye yetiyor! İşte 'vaka-i adiye' ile ilgili en tiksindirici boyut: Eski paravan gerekçe olan 'idam cezası' da kalktığına göre, Fehriye Erdal'ı iade etmemek için herhangi bir mazereti kalmayan Belçika sahte bahanesini gayr-ı resmi olarak 'örgütün basın sözcüsü' yaftası altında ortaya çıkarılan görevli 'eleman' aracılığı ile halkına açıklatıyor: -Belçika İçişleri Bakanlığı ile güvene dayalı bir anlaşmamız var.. Belçika hükümeti kendi kamuoyunu yatıştırmak için demek istiyor ki: "Beyler, Fehriye Erdal'ı (ayrıca öteki bazı militanları) Türkiye'ye iade etmemenin karşılığında DHKP-C'den ülkemizde eylem yapmama sözü aldık. Onu verseydik de DHKP-C Belçika'da kanlı saldırılara girişse ve bazı vatandaşlarımız ölse daha mı iyi olacaktı?" İşin püf noktası burada.. Uygar Avrupalının 'Neanderthal İnsanı'ndan gerçekte ne kadar daha 'hukuk adamı' olduğunu ölçmek zor değil! Brüksel'in DHKP-C ağzıyla kamuya sunduğu sahte gerekçeyi acaba Belçikalılar'ın yüzde kaçı 'Siz bir terör örgütü ile nasıl anlaşma yaparsınız?' diye reddeder? Cevabı hepimizin vicdanındadır. Tabii ki Belçika'yı ve halkını aşağılamak gibi bir niyetim yok. Biliyorum ki, yeryüzünün en baskın gerçeğinde vicdanlar müttefiktir. O gerçek, insanoğlunun henüz 'orman ahalisi' kadar dahi adil bir paylaşım düzeni kuramadığıdır. O gerçek yeryüzünde hakkaniyet ilkesinin geçersiz, karşılıklılık (=mütekabiliyet) kuralının yalan, güce tapınmanın ve taptırmanın baş belirleyici durumunda bulunduğudur. Ne uygar (!) Belçikalılar, ne de terörden çok çekmiş bizler, devlet denen kurumun böyle örgütlerle pazarlık yapmasını, gizli servisleri aracılığı ile doğrudan bu tür yapıları kurdurmasını veya desteklemesini bütün ruhumuz ile reddedebilecek kadar erdemliyiz! İnsanoğlu bunca peygambere ve onca yüksek ahlaklı barış insanına rağmen hala 'düşünen hayvan', 'gülen hayvan' veya 'konuşan hayvan' yakıştırmalarından çok 'saldıran hayvan' sıfatını hak ediyor. Buna aslında 'stratejik hayvan' da diyebiliriz. Şimdilik dünyanın en stratejik hayvanı ise Batı adamıdır.
|