Beklenti iyi, güven var fakat harcamaya para yok
Ekonomiden karışık sinyaller geliyor. Döviz kurlarının durumu, faizlerin düzeyi, borsanın canlanması, beklentilerin iyileşmesi, sanayi üretiminin yüksekliği, enflasyonun düşüşü ekonominin iyiye gittiğinin işaretleri. Buna karşılık yatırım ve istihdam artışı yok. İç tüketimde kayda değer bir canlanma henüz başlamadı. Denilebelir ki zaten bunlar birbirine zincirleme bağlı. Eğer iç tüketim olsaydı yatırımlar ve buna bağlı istihdam artışı olacaktı. Bu doğru. *Beklentiler iyi- O zaman iç tüketimin neden artmadığına geliyoruz. Bitişikte iki ana grafik var. Biri TCMB tarafından her ay finans sektöründe yapılan 70-80 cevaptan oluşan Beklenti Anketi. Diğeri DİE ve TCMB tarafından yeni yayımlanmaya başlayan Tüketici Güven Endeksi. Beklenti anketi yüzde 12 olan yılsonu hedefinin ilk defa altına inilebileceğini ortaya koyuyor. Yılsonu için dolar kuru 1.5 milyon lira, bileşik faiz yüzde 18, cari açık 8 milyar dolar, büyüme yüzde 4.8 olarak bekleniyor. Yani makro beklentiler gayet iyi. *Tasarruf edilemiyor- Ancak işi vatandaş boyutuna indirdiğimizde aynı iyileşme burada yok. Bunu da, Türkiye çapında her ay 2.000 kişiyle yapılan Tüketici Güven Endeksi'nin şubat sonuçlarından çıkartıyoruz. Endekse göre, önümüzdeki altı ayda kişiler satın alma gücünün düşmesini, iş bulma olanaklarının azalmasını bekliyor. Bu durum tabiki tüketimi kısıtlıyor, kişilerin tasarruf olanaklarını azaltıyor. İçinde bulunulan dönemi tasarruf etmeye kesinlikle uygun bulanlar yüzde 8.5, uygun olduğunu düşünenler yüzde 28, uygun olmadığını belirtenler yüzde 29, kesinlikle uygun değil diyenler yüzde 19, fikri olmayanlar yüzde 15 düzeyinde. Buradan az ya da çok tasarruf edebilenlerin oranının üçte bir olduğu ortaya çıkıyor. Üçte ikilik kesim ise tasarruf edemiyor. Tasarruf etmede gelecek altı ayda durumun daha kötüleşmesi bekleniyor. Önümüzdeki altı ayda tasarruf etme ihtimalinin yüksek olduğunu belirtenler yüzde 2.6, olabilir gözüyle bakanlar yüzde 10.4, pek sanmıyorum diyenler yüzde 15.8 düzeyinde çıkıyor. Tasarruf ihtimalinin yok olduğunu belirtenler son üç ayda giderek artmış ve şubatta yüzde 67.1'e çıkmış. *Kısır döngü mü?- Tasarruf etme olanağının azalmasında ücret ve maaşların düşüklüğü önemli bir etken. * İşsizliğin yaygınlığı ve iş bulma ümidinin azalması bir başka faktör. * Bankadaki döviz mevduatının kur düşmesinden dolayı uğradığı kayıp da önemli bir rol oynayabilir. * Düşen faizlerden dolayı elde edilecek faiz gelirinin azalması da, tasarruf eğilimini azaltabilir. * Özellikle ihracat ve döviz kazanıcı sektörlerde kar marjlarının düşmesi de tasarruf etme olanağını kısıtlıyor. Sonuçta tasarruf etme olanağı azaldığı için tüketim eğilimi artamıyor. Bu, enflasyonu düşürüyor ama iç tüketim artmadığı için yatırım ve istihdam artışı gerçekleşemiyorsa, kısır döngüye girdik demektir. Her kısır döngü er geç kırılır. Burada da zamanı ve kırılma şeklini belirleyecek olan ekonominin ve toplumun nasıl yönetildiği olacak. *Sonuç- "Uçurtmalar rüzgar kuvvetiyle değil, o kuvvete karşı uçtukları için yükselir" W. Churchill
|