| |
Helsinki-İstanbul
O siyah-beyaz fotoğraf henüz dünyada olmayan torunlarım için oluşturduğum arşivin en değerli iki parçasından biri. Başbakan Süleyman Demirel. Bir yanında Sovyetler Birliği lideri Leonid Brejnev. Öbür yanında Yugoslavya Devlet Başkanı Boriz Tito. Tarih: 1 Ağustos 1975. Yer: Helsinki. 35 ülkenin temsil edildiği Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı zirvesi. Konu: Avrupa'da barış içinde birarada yaşama sürecinden işbirliği dönemine geçiş. O zirve, Brejnev'in o imzası, Sovyetler Birliği'nin dağılma, Demir Perde'nin çökme sürecini başlattı. Süreci tetikleyen Berlin Duvarı'nın pop gruplarının konserleri eşliğinde yıkılması oldu. Kanla örülen duvar bir gecede şarkılarla yok oldu. O duvarın küçücük bir parçası da şimdi arşivimin ikinci en değerli hazinesi... 29 yıl önceye gitmemin bir nedeni var; ABD'nin yüzyıla damgasını vuracak "Büyük Ortadoğu Girişimi", meşruiyetini 1975 Helsinki Zirvesi kararlarına dayandırıyor. ABD planına geçmeden önce o zirvenin kararlarını da hatırlatalım. Helsinki bildirgesi, iki blokun barış, güvenlik ve işbirliği ortamında yaşamaları için üç sepet öngördü. İlki güvenlik için siyasal ve askeri ilkeleri içeriyordu: Egemenlik haklarına saygı, güç kullanmaktan kaçınmak, sınırların ihlal edilmemesi, toprak bütünlüklerinin korunması, anlaşmazlıkların barışçı yollardan çözümü, içişlerine müdahaleden kaçınılması, insan hakları ve temel özgürlüklere saygı, eşit hakların yaratılması ve halkların kendi kaderlerini belirleme hakkının tanınması. İkinci sepet ekonomi, bilim ve teknoloji alanlarında işbirliğini öngörüyordu, üçüncüsü ise "İnsancıl boyut" başlığı altında, insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi için işbirliği taahhütlerini içeriyordu. İşte ABD şimdi o bildirgede öngörülen ilkeleri Büyük Ortadoğu'ya taşımayı amaçlıyor. AGİT'in yerini de G-8'ler ama ondan da önemlisi Helsinki konuklarını birkaç eksiğiyle şemsiyesi altında toplayan NATO alacak. NATO'nun bu projeyi tartışacağı büyük randevusu da 28-29 Haziran'da İstanbul'da. Yani tarih buralarda yazılacak. Sıra geldi bazı çevrelerin "Anahtar teslimi demokrasi projesi" dedikleri "Büyük Ortadoğu Girişimi"ne.
Sepetteki yumurtalar ABD sadece 15-20 yıllık bir zaman diliminde Doğu blokunun Batı ile bütünleşmesini sağlayan bu üç sepeti şimdi Büyük Ortadoğu'ya uzatıyor. Ve bakın içine ne yumurtalar koyuyor: 1- Demokrasi ve iyi yönetim için destek: Serbest ve özgür seçimler düzenlenmesi için teknik yardımda bulunmak, seçim gözlem komisyonları göndermek, seçmen listeleri hazırlanmasına katkıda bulunmak gibi. Ayrıca kadınları siyasete özendirecek önlemler de öngörülüyor. Aday olmak isteyen kadınlar için eğitim merkezleri kurmak gibi. 2- Bilgi toplumu inşa etmek: Okuma-yazma bilmeyenlerin oranını 2010'a kadar yarı yarıya azaltmak, 2008'e kadar 100 bin kadın öğretmen yetiştirmek öncelikli hedefleri oluşturuyor. Okullara kitap yardımından internete kadar uzun bir önlemler listesi hazırlandı. 3- Ekonomik kalkınma: Ekonomik gerilik en az eski komünist ülkeler için yapılana eş bir değişimi zorunlu kılıyor. Öncelik mikro finansman yöntemine verilecek. Ortalama 400 dolarlık bir mikro finansmanla, 5 yılda toplam 500 milyon dolar harcayarak, 750 bini kadın olmak üzere 1.2 milyon kişinin yoksulluktan kurtarılabileceği hesaplandı. Ayrıca bir Büyük Ortadoğu Kalkınma Bankası kurulması, ticaret bölgeleri oluşturulması, gibi daha büyük projeler de var. Büyük Ortadoğu Girişimi özetle böyle. Bakalım sepetlerdeki yumurtalar kuluçkaya yatırılınca, ne çıkacak?
|