kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Dünden bugüne

Seçim turumuzun ikinci durağı insanı yıldırım aşkıyla çarpacak kadar alımlı, ayrılık vakti gelince gözünü arkada bırakacak kadar büyülü kent Mersin.
Kıyı boyunca alabildiğine uzanan (7 kilometre) parkı, geniş, oldukça yeşil ve temiz caddeleri, güleryüzlü insanları ile "Ben bildiğin şehirlerden değilim" diyor.
Ama dolaştığınız sokaklarda gizli bir hüznün, konuştuğunuz insanlarda bastırılmak istenen bir özlemin ipuçlarını yakalıyorsunuz.
Çünkü Mersin, Turgut Uyar'ın ünlü kasidesinde anlattığı, soylu ama zenginliğini yitirmiş, ölümü beklerken geçmişin güzel günleriyle avunan, belleği gidip gelen bir Osmanlı paşasının dul eşi gibi: "Ne zaman gülüm solar, ne zaman deniz, ne zaman akşam / Ne zaman gemilerdi, ne zamandı paşa kocam / Artık başucum dinlendirir bir şamdanın süsünü / Söyle ey Göksu akşamı, Hafız Burhan, ölüm ne zaman / Mevlutlar okunur, dalgalar kalır bir geminin ardından / Öldüm ben Saffet Hanımefendi salihat-ı nisvandan."
Çünkü Mersin geçmişini iç çekerek arıyor: "Bir zamanlar burada insanlar sinemaya takım elbiseyle, tuvaletle giderdi. Tiyatrolar dolup taşardı. Biliyor musunuz, Atatürk döneminde Devlet Opera ve Balesi, Puccini'nin Madam Butterfly operasını Ankara'dan sonra Mersin'de sahneledi. Haldun Dormen burada yetişti, Nevit Kodallı, Ümit Yaşar Oğuzcan, Özdemir İnce de... O kültürün, o zevklerin yerini şimdi arabesk aldı..."
Anlattıkları yıllarda Mersin halkı alevi Araplar, alevi Kürtler, alevi Türkler, Lövantenler, Giritliler, Nasturiler, Hıristiyanlar, Ermeniler, Museviler ve Avrupalılar'dan oluşuyordu. Hepsi de iyi gelir düzeyine, yüksek yaşam kalitesine sahipti. Müthiş uyumlu bir ortak hava, mutlu bir Mersin yaratmışlardı. O kadar ki, hepsi de aynı mezarlıkta toprağa veriliyor, bu uyumu, huzuru, mutluluğu öbür dünyaya da taşıyorlardı.

Göçle gelen yoksulluk
Sonra terör patlak verdi Güneydoğu'da. Yüzbinlerce kişi, bir bölümü zorunlu olarak, bir bölümü de can havliyle yollara döküldüler. Pek çoğunun ilk durağı Mersin oldu. Orada kaldılar ve şöyle bir tablo doğdu:
Nüfusun yüzde 60'ının yıllık geliri 300 dolar, yüzde 10'unun 49.800 dolar. Geriye kalan yüzde 30'unun ise yıl boyunca evine hiç ama hiç para girmiyor. İşsizlik resmi rakamlara göre yüzde 16.5, gerçekte yüzde 30'larda. Caddelerde, sokaklarda dolaşanların yarısı şalvarlı. Kentin arka kesimleri Latin Amerika'nın gettoları gibi. Briketten yapılmış, üstü ikinci el paslı sacla örtülmüş, içiçe geçmiş sayısız gecekondu.
Mersin geçmişine ağlamasın da ne yapsın?
"Oysa Mersin, Türkiye'nin ekonomisi en güçlü illerinden biri" diyor Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kadri Şaman.
Gerçekten öyle. Ticaret deseniz yığınla uluslararası büyüklükte firma var. Sanayi deseniz çimentodan cama, tekstilden rafineriye kadar dev tesisler orada. Nakliyat deseniz, dünya denizlerinde cirit atan taşımacılık şirketleri dizi dizi. Üniversite ayda 6-7 trilyon lira kaynak aktarıyor. Limanı Doğu Akdeniz'in en büyüğü. Serbest bölgenin iş hacmi geçen yıl 2.8 milyar doları buldu.
Tüm bunlara rağmen nüfusunun yüzde 90'ı neden yoksulluğun pençesinde? Şaman'ın cevabı: "Çünkü bu kozları değerlendirebilecek ortak akıl çalıştırılamadı. Mülki idare, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin el ele vereceği büyüme koalisyonu yaratılamadı. Ancak her kesimde bilinçlenme başladı, yerel seçimler sonrası bir hareketlenme başlayacak. Umutluyuz."
İçlerinden birinin büyükşehir belediye başkanı olacağı adaylar bu umutları gerçekleştirebilecek mi? Onun cevabını da yarın arayalım...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Farklı bir yarış   / 09-03-2004
 Zengini buysa...   / 08-03-2004
 Büyük hesaplaşma   / 07-03-2004
 Dünden bugüne   / 06-03-2004
 Vah Adana vah   / 05-03-2004
 Güney'de seçim   / 04-03-2004
 Helsinki-İstanbul   / 03-03-2004
 Yüzyılın projesi   / 02-03-2004
 Dağ başında bir genç var   / 01-03-2004
 Derviş nereye koşuyor?   / 29-02-2004
ERDAL ŞAFAK
Zenginler ve yoksullar
Adana, Mersin, Gaziantep'i...
MANSUR FORUTAN
Van'da üç etkinlik girişimi. Sonuç: 3'ün 1'i...
Dünkü...
MEHMET BARLAS
Köklü partiler de erir ve hatta yok olabilir!
Siyasi...
ÖMER ÇELİK
Kural, kuralsızlık ve meşruiyet
NEW...
SAVAŞ AY
Üniversitede eroin koması!
İKİ sarsıntıyı art arda...
SAİT GÜRSOY
ÖSS'de konu değişikliği yok
Son günlerde Öğrenci Seçme...
Yıldırım çöküş
Yıldırım çöküş
Kartal'ı 100. yılında şampiyon yapan 'kurmay heyeti'nden Demirören ve...
Temlik kavgası
Temlik kavgası
Bankalar bu parayı yönetimden alamazsa, Özhan Canaydın'ın kapısını...
"Kökümüz Atatürk"
Yerel seçim kampanyasında ilk açık hava mitingini Aksaray’da yapan...
'Cumhur onlara gösterecek'
'Cumhur onlara gösterecek'
Başbakan Erdoğan "Tabelasında Cumhuriyet olan Cumhuriyetçi olmuyor"...
AB kararı verdi: Bu maaşla adalet dağıtılmaz
AB kararı verdi: Bu maaşla adalet dağıtılmaz
Türk hukuk sistemini inceleyen AB heyeti, 10 yıllık hakimlerin bile...
Harçlık vermeyen kocaya dava aç
Harçlık vermeyen kocaya dava aç
Ankara Barosu, kadınlara haklarını hatırlattığı kitapçıkta ilginç...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Çizerler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.