kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Kural, kuralsızlık ve meşruiyet

NEW YORK
Siyasette her kurum meşruiyetini bir felsefeden alır, bu nedenle her kurumla beraber belli bir anlayışın temsil edildiği düşünülür.
Dünya düzeninin belli kurallara göre işlemesi ve dünya üzerinde kaba güç ilişkilerinin ve keyfiliğin etkinliğinin ortadan kalkması gerektiği, insanoğlunun amaçlarından biridir.
Bunu görece temsil ettiği düşünülen kurum, bugüne kadar, Birleşmiş Milletler olagelmiştir.
Bilinen ve çok bilinmeyen birçok işlevi olan bu teşkilat, dünya düzeninin kaba güç ilişkilerinin boyunduruğundan kurtarılması ve uluslararası ilişkilerin belli kurallara bağlanması bakımından kat edilen mesafenin göstergesidir.
Tüm zaaflarına rağmen bu teşkilat, insanoğlunun barış arayışının güçlü bir işaretidir.
Tüm otoriter ve totaliter eğilimlere karşı "hümanizm"in görece bir başarısı kabul edilebilir BM.

* * *
Geçen yüzyılın statik dinamikleri içinde bu teşkilatın misyonunu tanımlamak kolaydı. Hatta, "kuralsızlık"a karşı "kural"ı ifade etmek bakımından, Doğu Bloku'nun yıkıldığı dinamik zaman dilimi bile bu teşkilatın misyonunu tanımlamak açısından statik bir dönem sayılabilir.
Çünkü dünya düzeninin kurallara göre işlemesi gerektiğini temsil etmektedir BM ve kuralları ihlal eden devletlere karşı yapılması gereken eylemleri organize etmekle ve yerine getirilmesini takip etmekle yükümlüdür.
Fakat 11 Eylül olayları bu statik şemada ciddi değişiklikler ortaya çıkarmıştır.
Kuralları ihlal eden devletlerin sayısı neredeyse bir elin parmaklarına kadar inmişken, bunları hepsini aşan düzeyde ve yoğunlukta kural ihlali üreten "yeni terör" kendini tüm katmanlarıyla göstermiştir.
Üstelik bu terör "küresel" bir nitelik de taşıdığı için, ihmale gelmeyen bir mücadele biçimi üretilmesini zorunlu kılmıştır.
BM kuşkusuz kendini bu yeni duruma göre düzenlemek zorundaydı. Öncelikle "anlayış" bakımından yeni durumu "kavrayan" bir perspektifi temsil etmesi gerekmekteydi. Ardından da buna uygun "eylem ajandası" geliştirilmesi gerekiyordu...
* * *
BM henüz bu aşamada "emeklerken", ABD'nin Irak'a müdahalesi meydana geldi.
Bu müdahale, BM'nin bu tip olaylarda bilinen misyonunun ve işlevinin "geri plana atılması ile gerçekleşti.
Bu durum ilk anda BM'nin Irak gibi bir olayda "noktasal" olarak devre dışı kalması gibi gözüktü. Fakat ilerleyen aşamalarda, BM'nin misyonunun zedelendiği ve Irak olayını çok aşan biçimde, uluslararası ilişkilerde ve krizlere müdahalede "kural" ve "kuralsızlık" arasındaki çizgiyi silikleştiren olumsuzlukların beslendiği ortaya çıktı.
Bu durumda, BM'nin misyonunun yeniden "diriltilmesi" ile "kural"ın "kuralsızlık" karşısındaki kesin üstünlüğünün yeniden pekiştirilmesi arasında doğru orantı kurulmuş oldu.
Çünkü, BM'nin kurum olarak temsil ettiği felsefe dikkate alındığında, Irak'a müdahale ile ortaya çıkan tabloyu pek çok odağın, "kural" ile "kuralsızlık" arasındaki çizginin "belirsizleşmesi" olarak algılaması ciddi bir risk olarak belirmiştir.
BM'nin misyonunun yeniden diriltilmesi ile sadece bir teşkilatın konumu yeniden belirlenmiş olmayacak, "dünya düzeni"nin hangi zeminde çalışacağı hakkında kesin bir tavır alınmış olacaktır.
Bu bakımdan, BM'nin Irak ve diğer alanlarda söz sahibi olması, "küresel meşruiyet" fikrinin yeniden güçlenmesi bakımından önemlidir.
Diktatörlerle ve "yeni terör"le mücadele etmek adına BM'nin temsil ettiği "meşruiyet" fikrini yıpratmanın çok kısa vadeli bir bakış olduğu anlaşılmıştır.
Diktatörlüklerle ve "küresel terör"le mücadele etmenin en etkili yolu, BM'nin temsil ettiği felsefenin ve bu felsefeye dayalı pratiklerin diri olmasıdır.
Bunun "güvenlik"le ve tabii NATO ile ilgili boyutu ise gelecek yazıya...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Jeo-politik ve siyasi değerler   / 08-03-2004
 AB ve Büyük Coğrafya   / 07-03-2004
 Şehrin ruhu...   / 05-03-2004
 Sağcı sol...   / 03-03-2004
 Değerler ve araçlar   / 01-03-2004
 Sorumluluk üretmek...   / 29-02-2004
 AB'nin stratejik eşiği   / 27-02-2004
 Siyasi fikir ve iyi yaşam   / 25-02-2004
 İyi yaşam ve yerel perspektifler   / 22-02-2004
 NATO ve Büyük Ortadoğu   / 18-02-2004
ERDAL ŞAFAK
Zenginler ve yoksullar
Adana, Mersin, Gaziantep'i...
MANSUR FORUTAN
Van'da üç etkinlik girişimi. Sonuç: 3'ün 1'i...
Dünkü...
MEHMET BARLAS
Köklü partiler de erir ve hatta yok olabilir!
Siyasi...
ÖMER ÇELİK
Kural, kuralsızlık ve meşruiyet
NEW...
SAVAŞ AY
Üniversitede eroin koması!
İKİ sarsıntıyı art arda...
SAİT GÜRSOY
ÖSS'de konu değişikliği yok
Son günlerde Öğrenci Seçme...
Yıldırım çöküş
Yıldırım çöküş
Kartal'ı 100. yılında şampiyon yapan 'kurmay heyeti'nden Demirören ve...
Temlik kavgası
Temlik kavgası
Bankalar bu parayı yönetimden alamazsa, Özhan Canaydın'ın kapısını...
"Kökümüz Atatürk"
Yerel seçim kampanyasında ilk açık hava mitingini Aksaray’da yapan...
'Cumhur onlara gösterecek'
'Cumhur onlara gösterecek'
Başbakan Erdoğan "Tabelasında Cumhuriyet olan Cumhuriyetçi olmuyor"...
AB kararı verdi: Bu maaşla adalet dağıtılmaz
AB kararı verdi: Bu maaşla adalet dağıtılmaz
Türk hukuk sistemini inceleyen AB heyeti, 10 yıllık hakimlerin bile...
Harçlık vermeyen kocaya dava aç
Harçlık vermeyen kocaya dava aç
Ankara Barosu, kadınlara haklarını hatırlattığı kitapçıkta ilginç...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Çizerler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.