| |
|
|
Köklü partiler de erir ve hatta yok olabilir!
Siyasi partiler eriyip, yok olur mu? Devletler bile, parçalanıp, yok olmuyor mu zaman zaman? Bizim toplumumuzda bir çeşit düşünce tembelliği var. Diyelim ki, büyük spor kulüplerinden birinin taraftarısınız. Takımınızın hali perişan. Ama, içinizde hep aynı duygu vardır. - Bizim takıma hiçbir şey olmaz. Bu sene kötü durumda olabiliriz, ama nasıl olsa gelecek yıl düzelir durum. Biz o kadar büyüğüz ki, bizim formayı çocuklara giydirsek, yine de küme düşmeyiz... Acaba doğru mudur bu? CHP, 1999 seçimlerindeki barajı geçemeyip, parlamento dışında kaldığında dehşete düşmüştüm. 2002'nin 3 Kasım seçimlerinde, aynı kaderi ANAP ve DYP de paylaşınca, aynı şoku yaşadım. Aslında şaşırmamam lazımdı. Sovyetler Birliği'nin çöküp, parçalanmasını düşünebilir miydiniz? Siyasi partiler ne oluyor ki? 1923'ten başlayarak Türk toplumunu müthiş bir değişim sürecine sokan, Atatürk'ün, İnönü'nün CHP'si eriyip, yok olabilir mi? 1980 sonrasında, Türk toplumunun sosyoekonomik yapısını değiştiren Özal'ın ANAP'ı, marjinal bir parti olabilir mi? Serbest Fırka ile başlayıp, Demokrat Parti ve Adalet Partisi ile devam eden halkçı hareketin son kurumu DYP, barajın altında kalabilir mi? Bunların hepsi olabiliyor. Kendisi de bir siyasal bilimci olan Deniz Baykal'ın, bu gerçeği hafife almasını anlamak kolay değil. Batı demokrasilerindeki büyük partilerin kalıcı olmalarının nedeni, kendilerini "Değişim"e açık tutmalarıdır. Siyasi parti, kökü ne kadar güçlü olursa olsun, bugüne ve yarına dönük yaşadığı ölçüde, varlığını ve gücünü koruyabiliyor. Turgut Özal, "ANAP diğer partilere benzediği oranda, gücünü kaybeder ve erir" demişti. Ve o ANAP, Mesut Yılmaz yönetiminde, 1980 öncesinin dar siyaset anlayışındaki yollara girdi. Yok oldu. CHP'nin durumu daha vahim. CHP, biraz Galatasaray'a da benziyor. 1999 yenilgisinden sonra CHP'nin başından ayrılıp, sonra nedense geri dönen Deniz Baykal'ın durumu, biraz Fatih Terim'in durumuna benzemiyor mu? Yani ileride, Galatasaray bir kez daha Fatih Terim'e ümit bağlarsa, bundan parlak bir sonuç çıkabilir mi? CHP'de, daha da vahim bir durum var. CHP, 1930'lara özenir gibi. Yurt ve dünyanın değişen gerçeklerine ve toplumun özlemlerine karşı, CHP statükoyu savunuyor. 1960'lar ve 1970'lerde, bir politikacı tipi vardı. Bunlar halktan oy alamadıkları için, askeri darbelerin gelmesini ve kendilerini işbaşına getirmesini beklerlerdi. Parlamento dışı dernekler kurarlar, sürekli anayasa taslakları hazırlarlar ve toplumu çeşitli tehditlere karşı uyarırlardı. Cumhuriyet Halk Partisi'ni, 2000'li yıllarda "Cumhuriyet Muhafızları" partisi görünümüne sokmak, hangi siyasi mantığa sığar? Sonuçta bu parti, "Nasıl olsa seçimi kazanması ihtimali olmayan" bir konuma girmez mi? Şimdi merkez-sağda, bu ihtimal DYP için de söz konusu. AK Parti, bu günün koşullarında, uluslararası konjonktüre yelken açmış. Toplum da bundan memnun. Yani AK Parti'nin, merkez-sağı doldurması ihtimali var. Burada DYP'nin yapması gereken, AK Parti'yi yetersiz görmektir. AK Parti'nin uyum çalışmalarında yavaş gittiğini, Kıbrıs çözümü için aksak ve ürkek adımlar attığını söylemektir. Eğer DYP, merkez-soldaki CHP'nin merkezsağdaki kopyası olursa, o da erimeye ve yenilmeye mahkum olur. Yani, köklü partiler yok olabilir. Devletler bile yok olmuyor mu?
|