| |
Üniversitede eroin koması!
İKİ sarsıntıyı art arda yaşadım. Önce geçen hafta eroin komasından ölen, cesedi Beşiktaş Serencebey Parkı'nda bulunan Yıldız Üniversiteli Can Tanyeli'nin annesi Ayda Hanım aradı. Tanıyanların "Çok başarılı, tuttuğunu koparan bir avukattır. Gözünü budaktan, sözünü padişahtan esirgemez" diye tanımladığı bir hanım olduğunu olaydan sonra öğrenmiştim. Kimler kimlere? "Can'ı sanki yıllardır yakından tanıyor gibi anlatmışsınız" diyerek başladı söze ve devam etti; "Size anlatmam gereken çok çok önemli hususlar var Savaş Bey. Daha ocak ayının ortasıydı ben Narkotik Şube'ye gidip en yetkili kişilerle görüştüm. Oğlumun eroin bağımlısı olduğunu, ancak temizlenmek için hem kendisinin hem de bizim çok çaba gösterdiğimizi belirttim. Yıldız Teknik'te ona musallat olan, mal temin eden kişilerin adlarını, adreslerini, kimlerin kimlerden nasıl mal aldığını anlattım. Gerekenin yapılacağı söylendi. Ama en ufak bir girişimde bulunmadı ne yazık ki. Birkaç güne kadar bir basın toplantısı yapıp bunları açıklayacağım. İblisler taifesi Sonra bazı konuşmalar geçti aramızda. Savaş AY: Acıyı harmanlamak istemem. Ama biraz anlatırsanız belki bir yararım olur. Belki de birkaç hayat kurtarırız... Ayda Tanyeli: Onun da vakti gelecek Savaş Bey. S.A: Eroini okulda mı almış sizce? A.T: Adını Narkotik'e verdiğim kişi okulun öğrencisi. Kendisine telefonda; "Seni Can'ın 5 kilometre yakınında görürsem cezanı kendi ellerimle veririm" demiştim. Can'ın kaydını dondurmuştum. Kontrolüm altındaydı. Nereye gider nereden gelir biliyordum. Yeniden okula başladı birkaç gün sonra bu geldi başına. Zor kurtuldu S.A: Nasıl biriydi Can? A.T: Çok özel bir insandı o. Ne yazık ki 17 yaşında bu illete bulaşmıştı. Öğrendiğimizde yapılması gereken her şeyi yaptık. Tedaviler, doktorlar, ilaçlar, terapiler. Uzaklaşsın diye 1 yıl İtalya'ya gönderdik. Döndüğünde babasının yanına, Bodrum'a gitti. Oradan banka havalesiyle para yollamış satıcıya. Adam kargoyla eroin göndermiş buna. O zaman da komaya girmişti. Günlerce Bodrum'da Alman Hastanesi'nde yattı ve zor kurtuldu. S.A: Bu durumlarda sevgilisi, yavuklusu filan çok yardım edebilir derler. Var mıydı böyle bir ilişkisi? A.T: Kız arkadaşı D... İsveç'te yaşıyor. Ayın sonuna doğru gelecekti. Kız da mahvoldu duyunca. Bu konuşmaları tamamen özet geçtim size.. Aslında Ayda Tanyeli açıklama yapana kadar da yazmayacaktım. Ancak... Ancak ikinci sarsıcı darbe dün geldi. Ve benim bunları yazmam farz oldu. Şimdi olayın gerisini dinleyin lütfen. Ola ki yazarsınız! Genç, bakımlı, hoş bir hanımefendiyle, pırıl pırıl yüzlü oğluydu ziyaretime gelenler. Anne söze başlayıp şöyle dedi: - Savaş Bey. Can'ın annesi Ayda Hanım'ın sözünü ettiği; okulda oğluma ve bazı kişilere eroin veriyor dediği kişi işte bu gördüğünüz genç. Yani oğlum S...'dir. Cenazede pek çok gazeteciye söylediklerini size de anlatmış sanırım. Ola ki bir program yapar, bir yazı yazarsınız diye endişe duyarak geldik. Çünkü oğlumun istikbali söner. Amatem günleri Sonra ben sordum, onlar yanıtladı: S.A: Evlat sen de mi bağımlısın? S...: Ben de bağımlıydım!.. Ama bıraktım. Aralıktan beri temizim. Anne: Biz kol kanat gerdik oğlumuza. Avrupa'dan burada satışı yasak ve çok pahalı olan N... adlı ilaçtan kutularca getirttik. Sonunda kurtardık evladımızı. Zaten burada da AMATEM'de tedaviler gördü oğlum. Günah keçisi S.A: Peki neden böyle bir açıklama yapacak Ayda Hanım. Neden senin de ismini birinci suçlu diye verdi Narkotik'e ve rektörlüğe? S...: Onlar çok uzun ve tatsız olaylar sonucu. Ben iyilik yaparken kötü oldum. Çünkü daha önceki bir krizde ailesine haber verip: "Can kötü durumda. Çünkü bilinçsizce ve ölümüne kullanıyor. Mal aldığı kanal da çok kötü. İçine kireç basılmış mal veriyorlar. Önleyin onu" diye uyardım annesini. Bana "O benim oğlum değil. Ne hali varsa görsün" diye bağırıp çağırdı. Ama ondan sonra günah keçisi gibi gördü beni. Boylu boyunca Sırf ben de değil. Yine bizim okuldan Can'ın eski sevgilisi N...r adlı kızı da içici satıcı ilan etti kafasında. Bakın biz şimdi Narkotik'ten geliyoruz. Meğer zaten takipteymişim ben. En ufak bir şeyimi bulamamışlar. Çünkü yok. Ben tamamen temizim. Ayrıca kimsenin bilmediği bir gerçeği anlatmak istiyorum. Olay günü sabah saatlerinde derse girerken gördüm Can'ı. İçtiğini anladım halinden. Ders çıkışı her yere baktım bulamadım onu. Endişelendim. Tuvaletlere de bakayım dedim. Ne göreyim? Can boylu boyunca uzanmış, solunumu durmuş yatıyor. Bağırdım, feryat ettim. Koşup gelenler hemen revire haber ettiler. Bir müstahdem sedyeyle geldi. Ambulansa bindirdik. Adam bilinçsizce burna oksijen vermeye başladı. 'Faydası olmaz çünkü nefes alamıyor' dedim. Ağzımı ağzına yapıştırıp hayat öpücüğü verdim. Az sonra kendine geldi. Biraz toparladı. Ver saklayayım O sırada Şişli Etfal'e gelmiştik. Acile girdik. Doktora: "2 gündür sınava çalışıyorum. Hiç yemek yemedim. Stres var diye antidepresan aldım. Tansiyon olayı herhalde" diye yalan attı. Doktor; "Gidin vezneye 6 milyon yatırıp gelin bir bakayım" dedi. Odadan çıktık. Can bana dönüp: "Üzerimde mal var. Bak orada da polis duruyor. Kaçalım buradan" dedi. Saçmalama. Malı bana ver saklayayım. Sen gir tedavi ol dedim. Kabul etmedi. Eroinman malını asla vermez çünkü. Sonra okula döndük. Hocalara da aynı yalanı attı. Onlar da Can'a yemek ısmarladılar. Saat 19.30 filan olmuştu. Cebinde parası yoktu. Al şu 5 milyon lirayı taksiye atla, eve git ve beni ara dedim. Gece yarısına kadar telefon gelmedi. Bir arkadaşa arattım evde yokmuş. Taksim'e çıktı filan sandım. Sabah bir telefon daha geldi ki Can ölmüş... Saçma sapan İşte yine bir özet acılar yumağından. Neresinden tutsan elinde kalacak, garip, saçma sapan, inanması güç şeyler bunlar. Tek tartışılmaz gerçek 26 yaşındaki Can'ın çoktan yitip gitmiş olması dünyadan. Gerisi laf, boş laf...
|