| |
Vah Adana vah
Türkiye'nin sanayileşme hamlesine öncülük eden, ilk "fabrikatör" aileleri yetiştiren Adana'nın şimdi utanmasa yoksul yörelere teşvik sağlayan "Kalkınmada öncelikli iller" kapsamına alınmasını isteyecek kadar geriye gittiğini söylesek, inanır mısınız? Çünkü Adana'da 1973'ten bu yana sanayi sektöründe ciddi tek çivi çakılmadı. Çünkü Adana'nın nitelikli, eğitimli ve birikimli (yani paralı) insan gücü Türkiye'nin başka yörelerine göç ediyor. 1990'lardan bu yana Adana, her yıl insan hazinesinin yüzde 10'unu yitiriyor. Yerlerini de terör nedeniyle evini, barkını, yurdunu terk etmek zorunda kalan Güneydoğulular alıyor. Bu bilgileri "Adana kan kaybediyor" başlıklı bir yazıdan aktardık. Adana'yı Geliştirme Vakfı Başkanı Şekip Karakaya'nın imzasını taşıyor. Şöyle deniyor; "Yoğun göç Adana'nın nüfus yapısını değiştirdi. Yörelerinden yoksulluk içerisinde gelen, vasıfsız ve sermayesiz insanlar, kentin kenarlarına yerleştiler. Adana'nın güneyinde, doğusunda ve batısında gettolar oluştu. Birbirlerinden yürüme adımlarıyla 20 dakikalık mesafede yaşayan insanlar arasında, 50 yıllık gelişmişlik farkları ortaya çıktı." Burada sözü Adana Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş'a verelim; "Adana'nın nüfusu resmi kayıtlarda 1 milyon 182 bin kişi görünüyor. Ancak gerçek nüfus 1.6 milyonu geçti. Yine resmi rakamlara göre işsizlik yüzde 16-17 arası, ancak gerçekte yüzde 25'i geçiyor." Niteliksiz, parasız ve hepsi de çok nüfuslu (22 çocuklu aileler var) göçmenler hayatlarını nasıl kazanacak? Elbette seyyar satıcılıkla. Sonuç: Adana uçsuz-bucaksız bir seyyar satıcı mekanına dönüştü. Onbinlerce tezgah tüm kenti parselledi. Artık yer kalmadığı için iki vardiya çalışıyorlar. Bir bölümü gündüz, bir bölümü gece...
Ak kentin tüm renkleri Göz alabildiğine uzayıp giden tezgahların arasından yol açarak adayların seçim bürolarına ulaşmaya çalıştık. İlk durağımız Anayol'un büyükşehir adayı Ümit Özgümüş. Aynı zamanda Sanayi Odası Başkanı. Sorduk: ANAP ve DYP'nin ortak adayı olduğunuzu açıkladığınızda Adanalılar kulaklarına inanamamışlar. Çünkü yıllardan beri "Ben Adana'nın Che Guevera'sıyım" diyormuşsunuz. Bu kadar soldayken sağın adaylığını neden kabul ettiniz? Yanıtladı: Adana seçeneksiz kaldığı için. CHP tabanı çöktü. AK Parti tabanı da Aytaç Durak'ı sindiremedi. "Ak mı, kara mı"nın yerini "Kara mı, kara mı" alınca, ben de Anayol adaylığını kabul ettim. Oradan geçtik, Çukobirlik'i yönettiği dönemde ihale kavgaları nedeniyle evi kurşunlanan, müdürü yaralanan sol ittifakın adayı, CHP kökenli Sedat Doğan'ın bürosuna. Sorduk: Nasıl görüyorsunuz, şansınız ne? Yanıtladı: Adana'da DEHAP'ın 61 bin, diğer sol partilerin 10 bin oyu var. Öz CHP'lilerin yüzde 70'i de bana verecek. Yarış benim ile Aytaç Durak arasında geçer. Sonra sıra işçilikten Adana'nın sayılı zenginleri arasına yükselen, ancak gelişmiş zevkleri ve centilmenliğiyle insanı etkileyen CHP adayı Bülent Özülkü'de. Sorduk: Neden CHP ve sonucu nasıl görüyorsunuz? Yanıtladı: Bakmayın şimdi mal mülk sahibi olmama, bebeliğimden beri CHP'liyim. Sonuca gelince, Durak'la çekişiriz. Gerçekten de Adana'da yarış Durak ile Özülkü arasında geçecek gibi. Üçüncü sırada Özgümüş var. Ancak Adanalılar zırt-pırt parti değiştirdiği için diş bileseler de, Durak yarışta bir tur önde görünüyor. Son söz niyetine bir Adana deyişi: "Taş kabağa deyse de vay kabağın başına, kabak taşa deyse de vay kabağın başına..."
|