IMF Türkiye Masası Şefi Rıza Moghadam, hükümetin 2004 yılı sonrasında IMF'yi göndereceğiz konuşmalarından rahatsız. Ekonomi yönetimi ise IMF ile birlikteliğin adının konulmasından yana....
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) ile Türkiye arasındaki yoğun ilişkinin 2004 yılı sonrasındaki seyri hemen herkes tarafından merak ediliyor. IMF kanadının bakış açısı kamuoyuna yeterince yansımıyor. Acaba, IMF ne düşünüyor? Türkiye Masası Şefi Rıza Moghadam'ın mesajı gayet açık: "IMF ile yolları ayıracağız. IMF'yi göndereceğiz tarzı konuşmalardan rahatsızız!" Moghadam, bu tür söylemlerin bir tür seçim malzemesine dönüştürüldüğünün farkında. Kapalı kapılar ardında Devlet Bakanı Ali Babacan'dan da geleceğe yönelik bir ip ucu almış değil. Herşey, Kıbrıs müzakerelerinin sonucuna ve AB'nin yakacağı sinyalin rengine bağlı. Ekonomi yönetimine gelince... IMF ile birlikteliğin adının konulmasından yanalar. Bu sıralar DPT ve Hazine'de programın gidişatına ilişkin risk analizleri ağırlık kazanıyor. Üst düzey yorumlar şöyle:olduğunu bilmiyor. IMF, bir eğitim ve disiplin süreci. IMF olmasaydı, bu kadar yüksek faiz dışı fazla verilebilir, mali politikalar kontrol edilebilir miydi? Yapısal dönüşüm isteği, uygulamaya dönüşebilir miydi? IMF ile yol arkadaşlığı kaçınılmaz. Ancak, her işe müdahaleyle arkadaşlık olmaz.
* Enflasyona endeksli reel faizler ve tatlı karlar dönemi kapanıyor. Bankalar da sanayiciler de tasarruf sahibi de düşen enflasyon ortamına uyum sağlamak zorunda.
* Türkiye, verimlilik artışının önemini keşfedecek. 2002 yılında sanayide verimlilik artışı yüzde 8, 2003 yılının ilk 9 aylık döneminde ise yüzde 13 oldu. İşsizlik biraz da bu yüzden düşmüyor.
* 2001 Krizi'nin etkileri hala sürüyor. Ekonomi, henüz yeterince sağlam temellere oturmuyor. Halen, sallanan duvarlar monte ediliyor.
* "Harcamaları artıralım, görün bakın işsizlik nasıl düşüyor?" türü yöntemler geçmişte denendi, bir yıl sonra başa dönüldü. Artık bu lüksümüz yok.
SEÇİM SONRASI ÖNEMLİ *Petrol fiyatları hariç, uluslar arası koşullar programa yardım ediyor. Özellikle sermaye akışı lehimize gelişiyor. Uluslararası piyasada dengeler değişir, dolar yükselirse enflasyon hedefi etkilenir ancak cari açık sorunu giderilir. ABD seçimlerine kadar dolarda sürpriz yaşanmaz.
* Programın geleceğini olası iç dış siyasi şoklar belirleyecek. Yerel seçimler, Kıbrıs, AB. Seçim zaferi hükümette aşırı öz güvene dönüşürse, piyasada güvensizlik başlayabilir!